ZOR GÜNLERİN ŞİİRLERİ- Akif’in deriye can verişi

Şiirler

ZOR GÜNLERİN ŞİİRLERİ

Akif’in deriye can verişi

İşte ölümden sonra başlayan hayat,
Resimlerinde, heykellerinde bizim Akif’in,
İşte huruç edip ayaklanan halk:
El uzatan adamlar ve masal kadınları…
Yavaş yavaş diriliyor Bindallı’nın köşelerinde,
Uçuyor Anka kuşu, dananın iri gözlerinde.

Gemiler yelken açıyor cenge doğru,
Kabaran dalgaları yarıyor kadırgalar,
Bordaları kaskatı gönden, direkleri dipdiri,
Rüzgar şişirmiş bütün yelkenleri,
Gerilmiş halatlar, gerilmiş yiğitlerin yürekleri.
Barbaros’un fedaileri bunlar: İki ileri, iki daha ileri.

Konuşur gibi kişniyor Akif’in atları,
Selam yolluyor Muharrem Pire’nin gök atlarına.
Hırçın toynakları çözük, kuyrukları bağlı,
Sağrıları, on bin yıllık kızgın damgayla dağlı,
Ata böyle usullu biner Sakarya Dumrulları,
Kursakları kupkuru, palaları çifte yağlı.

Düşmanla gelmişler dalak dalağa,
İnsan derisiyle örtülmüş sathı müdafaa.
Mustafa Kemal ile Pir Diyap Ağa,
Yaslanmış bakıyorlar bir tablodan bir tabloya.
Akif de diyor ki, bilmem ki neden,
Bütün çıplak tenim kalkmış ayağa.

Kimi taşa hükmetmiş, süt emzirmiş mermere,
Yoğurmuş tuncu, insandan ilah yapmış,
Kimi kendi derisin germiş gergefe,
Canından can vermiş ölü deriye…
Akif sen bu meydana çıktın kendi derinden,
Gerdin kendi derini insanın hünerinden.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir