ZOR GÜNLERİN ŞİİRLERİ
İtfaiye Erinin Ateşli Uyarısı
Yangın yerinden sesleniyorum, size!
Sesleniyorum müstahkem mevkinize,
Ateş içindeyiz şu an, ateş içinde
Yanıyor İstanbul, Ankara, Şırnak…
Yanıyor hane hane, sokak sokak ülke.
Tuzumuzu, bezimizi, gazımızı yaktınız,
Yüreğimiz, beynimiz ateş içindedir.
Kahvaltı masamızı boz dumana boğdunuz,
Ateş içinde anamız, avradımız.
Ateş içinde attık imzayı, ölüme dayanarak,
Zorla uyuttunuz bizi, korla uyandık…
Gecemiz gündüzümüz alazlanmış,
Kıvılcımlanıyor düşünürken saçlarımız.
Herkes dışarı kaçar ya, biz içeri koşarız.
Yangına can verir, bebek alırız…
Anlayamaz Allahını para yapanlar,
Anlayamaz bunu ne Neron, ne taşeron.
Uyarıyoruz önde gelen adamlarınızı,
Şahlarınızı, feriştahlarınızı sizin,
Yetim hakkıyla dolu özel kasalarınızı…
Çekin elinizi toprağımızın vücudundan.
Gözetleme kulesinden izliyoruz,
Tehdit sıkıyor, küfür püskürtüyorsunuz.
Ruhlarımızı yıkadık taze yalımla,
Yanarak öğrendik küllerimizden dirilmeyi.
Direnişin gönül köşkündeyiz,
Meşkindeyiz vadileri ışıkla tutuşturmanın,
Denizle kavuşmanın keşfindeyiz,
Birazdan kalkacağız halaya.
Kundakçının gemisi bindirdi kayaya,
Haber yolluyoruz Brüksel’e, Oval odaya,
Yakacağız çırasını sırça köşkte oturanın,
Kefenlerle yürüyoruz Ankara’ya.
Çalıyor yangın sirenleri Türkiye’nin,
Yola çıkıyor işçi birliklerimiz,
Sonuna dek açıyoruz kavganın vanalarını,
Açıyoruz bağımsızlığın kapaklarını tam.
Yangında ilk yakılacak olan,
Sahte evraklarınız, yalanlarınız sizin.
Ve tertipleriniz, antlaşmalarınız yakılacak.
Uyarıyoruz ulemanızı, şehremininizi.
Ben bir itfaiye eri, ant içerim ki:
Hortumlarımızdan özgürlük ateşi fışkıracak.
Arazözlerimiz sade yiğitlik dolu,
Yangından ilk, vatan kurtarılacak!