ZOR GÜNLERİN ŞİİRLERİ
Bugün Nusret Senem’i düşündüm
Bugün Nusret Senem’i düşündüm,
Bugün düşündüm, kendini düşünmeyeni,
Düşünde, düşüncesinde eğilmeyeni.
Düşmüş yollara gidiyor, gene nereye
Gidiyor, ay bedir gider gibi, içinde gecenin,
Atsız binicisi, binicisiz yağız atı evin.
Ne götürüyor terkisinde, şahin olan
Yürek, kimin feryadına hak yetiştirecek?
Bugün, Hızır ile İlyas’ı düşündüm.
Gömülü gerçeği kökünden söken,
Açık yarayı bozlakla saran savunman,
Roma Hukukunu parkta gezdirmeye çıkarmış.
Şırnak’ta suç ilahlarının arşına varmış,
Yerin karnında ceninlere ulaşmış.
Bugün Yakup Kara’nın naaşını düşündüm.
Eğilmiş köylünün ayakkabısını bağlıyor,
Anıt gibi ağlıyor, gülümsüyor ant içer gibi.
Ağabeyidir o, eski çocukluğumuzun.
Fermanı unutup bağlamaya dalmış,
Gelsin, diye ulak salmış Almus’tan,
Bugün Kul Himmet Üstadım’ı düşündüm.
Sivas’tan, Çorum’dan, Maraş’tan,
Kurbanlar anadan, baladan, on sekiz yaştan,
Can kovanında nice canla uğuldar.
İnsanın acısına, toprağın sızısına kurulu
Kalbin saniyesi, ibresi şaşmaz.
Bugün Muhyettin Öksün yiğidimi düşündüm.
Bir elinde kalemi, bir elinde yürek,
Çalar kapıyı geceden, kapı açıktır zaten.
Bugün Halit Güngen’in gözlerini düşündüm.
Bugün Nusret Senem’i düşündüm,
Bugün düşündüm, kendini düşünmeyeni,
Kendini, kendi düşünde görmeyeni.