ZOR GÜNLERİN ŞİİRLERİ
Bekliyorum,
Hapse Giren Arkadaşlarımı
Gece geçip gidiyor,
Koynunda oğullarıyla, kızlarıyla.
Rüzgâr sallıyor açık kalmış güneşlikleri,
Uçuruyor sarhoş sevgilileri kollarıyla.
Bekliyorum bense Deva Çıkmazı’nda,
Bekliyorum, kınından sıkılmış kılınç gibi,
Hapse giren arkadaşlarımı.
Haliç suyu uyuyor, iki canlı,
Çekmiş karnına köpüklerini, pullarını.
Yağmur üstümüze üstümüze geliyor,
Sığınıyor kalabalık, şehrin kovuklarına.
Bekliyorum bense sağanak altında,
Bekliyorum, vahdetivücut gibi,
Hapse giren arkadaşlarımı.
Gecekuşu doyurmuş karnını,
Dönüyor elma ağacındaki yuvasına.
Elma kurtçukları hiç uyumuyor,
Çocuk bekliyor elmaların kızarmasını.
Bekliyorum bense, yol kenarında,
Bekliyorum, Selçuklu taşı gibi,
Hapse giren arkadaşlarımı.
Yeditepe’de şafak söküyor,
Rüya görüyor Balat’ta pencereler,
İstanbul yatağında dönenip duruyor.
Bekliyorum bense, Abideyi Hürriyet’te,
Bekliyorum umutla ve tarihsel bir kederle,
Bekliyorum, tutulmuş güneş gibi,
Hapse giren arkadaşlarımı.
İşbirlikçi metresini atmış kotrasına,
Gidiyor Cennet Sofrasına,
Kapatmış yüreğini kendi tasasına.
Bekliyorum bense, kahvaltı masasında,
Bekliyorum ekmek bekler gibi,
Bekliyorum, ayaklanma halinde,
Hapse giren arkadaşlarımı.
Engizisyon savcısı sallıyor kamçısını,
Bulaştırıyor halka zehirli salyasını.
Bekliyorum bense Ankara Kalesinde,
Bekliyorum saatin 5:30 olmasını.
Bekliyorum tabutunu taşıyan kul gibi,
Bekliyorum, helallik almış oğul gibi,
Hapse giren arkadaşlarımı.