Yükselen Alçaklık
Odamın orta yeri Esenlik Evi.
Yatıyor korku ve yiğitlik, buzdan soğuk,
Ateş saçan kıvılcımlar, parıltılı örtüler altında.
Her Mezopotamyalının bir yıldızı var,
Buz göklerinde yüz paundluk ateş çiçekleridir,
Buluşunca Arap bebeklerin alınlarıyla,
Yerdeki Anadolu kilimine sıçrıyor kızıl kan.
Pencerenin önünde Ninova, Hanikin, Babil…
Duvarın dibinde yaralı Amera, Susa, kardeş Erbil:
Masanın ayakları arasında kaskatı yılanlar,
Uzanmış yatıyorlar, biri zapt edilemez Zap!
Parçalayarak camları dalıyorlar odama,
Düzenli sıralarla binlerce gök ejderi art arta.
Hurma dalları oluveriyor ölümün sesi…
Kansaslı kara melek kasınıyor karanlıkta.
Göğsünün içini görüyorum şişiniyor bin kurbağa,
Dişlerin arasından sızan gülüşle konuşuyor:
Girdiğimiz kapıdan çıkacak tabutları!
Evim cesetlerle doldu çeneleri oynayan,
Işık tozları içinde ey suskun ülke,
Sürdü durdu can veriş, yıkılmış bahçelerde.
Esenlik göklerinde esti Seyit Nesimi,
Avuçlarını dünyaya çevirdi, ipek tenli,
Dedi: Nesimi Küntü kenzin mahzenidir!
Ağladı toprakta gölgesi yelin.
Kerbela üstünde sabaha kadar, serpe serpe,
On iki perde halinde yağdı bembeyaz kar!
Esenlik Evi: Irak’ın başkenti Bağdat’ın adı.
Küntü Kenz: (Allah Sözü) “Ben gizli bir hazine idim.”