ACI TÜRKÜCÜ
Sonsuz Bekleyiş
Bugün bekliyor yine birini,
Oturmuş tahta sıranın üstüne,
Güneş kızartıyor koruk üzümlerini.
Kedi uyuyor yol ağzında,
Bezgin bir ıslıkla geçiyor kara atlı,
Dilenci kadın fındık ayıklıyor…
Onun ne beklediğini bilmiyor kimse,
Ağır ağır sigara içip tükürüyor.
Kedi gerinerek geçiyor karşıya.
Başka atlı yok, giden varmıştır yurduna
Bugün kimse gelmeyecek,
O da biliyor, kimse gelmeyecek.
Tuğla ocağından yanık kokular geliyor.
Askerler geçiyor cemse dolusu,
Silahları sönük, parkaları gıcır gıcır.
Mısırlığın içinde bir gölge görünüp yitiyor
Tanıyor o, gölgenin sahibini
Kaçak; gizleniyor orda burada, altı yıldır.
Kalkıp evinin yolunu tutuyor, aynı yüz
Aynı bekleyiş, aynı umutla.
Kedi giriyor evden içeri, eşikten sıçrayarak.
Atlı dönüyor gittiği yerden, ak giysilerle.
Gece kuşları dönmeye başlıyor erkenden,
Işıklar yanıyor taş ocaklarının üstünde.
Ben bunları görüyorum, dört duvarın içinden.
Hatta daha fazlasını görüyorum:
Adam eve girmiyor, biliyorsunuz neden.
