YÜKSELEN ALÇAKLIK
Olağan Bir Günden Sonra
Bahar kokuları içinde oturduk.
Akşama dek, tek söz etmeden oturduk,
Karım, küçük kızlarım ve ben.
Mayıs güneşi bir köşeden battı.
Sabah doğduğu yer soğuk ve yemyeşil şimdi,
Işığın yok olduğu duvarda kuşlar uyudu.
Tek sigara içmedim, bir bardak süt içmedim,
Karım dava dosyalarına elini sürmedi.
Sokaktan güvenmediğim güçlerin solukları geçiyordu,
Kalkıp ince perdeyi iyice çektim,
Kapımızı kıran olmadı, bülbül ötmedi.
Duvar kağıtlarının çiçekleri döküldü,
Duman yapraklı yaz dalları sarktı boynumuza,
İnce dallarda hiç kuş ötmedi, Ruhi Su çalmadı.
Bir ölünün çocuk eli yerdeki kilime düştü,
Bağdat’ta vurulan Leyla adlı ölünün incecik eli,
Körpe eli gümüşten göğsün üstüne koyduk.
Açık kalmış cansız avuçta ırmağı gördüm,
Kuşları gördüm, arzuları gördüm, bağları gördüm.
Coşkun suda kızlarım saçlarını yıkıyor,
Karımın geniş alnında bir yağmur yağıyordu…
Bahar kokuları içinde akşama dek,
Kendi cesetlerimizin bakışları altında oturduk.