İSYAN HAKLARI
Cesetlerin çığlığı
Adlarımız Ahmet’ti, Mehmet’ti, Yanık Ali’ydi,
Kerim Efe’ydi, Hasan’dı, Hüseyin’di…
Şimdi bize ceset diyorlar, ceset olduk öyle mi?
Denizin dibinde miyiz, dağın altında mı?
Bedenlerimiz çözüldü, söğüt dalı gibi feridi,
Gitmez derdik, kırmızı küheylan uçtu gitti.
Yüzümüzde kendi yüzümüz vardı, yok oldu.
Bakışlarımız zeytindi, baldı, üzümdü:
Gözlerimiz söndü, şeker gibi suda eridi.
Baksanıza, tanıyamıyor bizi kendi annemiz.
Gülüşümüz başkaydı, duruşumuz başka,
Kimimiz pirinç çiçeğiydik, kimimiz arpa tohumu.
Kaygılarımız aynı, sevincimiz aynıydı ya,
Konuşmamız başkaydı, susuşumuz başka,
Kimimiz meşeydik, kimimiz dağ palamudu.
Ceset diyorlar şimdi bize, ceset olduk öyle mi?
Tanıyamıyor bizi kendi kadınlarımız,
DNA testi gösterir mi yürekteki umudu?
Cesetler bulundu, cesetler gömüldü, diyorlar.
Boylarımız serviydi, kollarımız gül dalı,
DNA testi gösterir mi ki yiğitliğimizi?
Delikanlıydık, yürekliydik yürekli olmasına,
Gelin görün ki ceset olduk, hiç yoktan.
Bir tutam figandan gayrı söz çıkmaz dilden,
Son bir çığlıktan başka ne gelir elden:
1. Cesedin söylediği:
Ermenek’in bir yarısı çürüdü,
Alim ile Ayşe’mi kara kasvet bürüdü.
İyiyim diye acil haber gönderdim,
Ah hele de esmer yarim,
Vardiya kolları boşa yürüdü.
2. Cesedin söylediği:
Ciğerimin bir yarısı kömürdür,
Çakal girmiş yüreğimi sömürtür.
Kuyunun dibinde ahret sofrası,
Ah hele de anam babam,
Ekmek değil karnımızda çamurdur.
3. Cesedin söylediği:
Kara saçım yamyaş durur,
Alnımın akında dön dolaş durur.
Benim şu halimi İsrafil görse,
Ah hele de yoldaşıma:
Kıyamet surunu urur da durur.
4. Cesedin söylediği:
Maden suyu balçıklıdır içilmez,
Aslan olsan kör kuyudan çıkılmaz.
Çaprazlama vurmuş demir kolçağı,
Ah hele de kardeşime diyeyim:
Ordu gelse bu kapılar açılmaz.
5. Cesedin söylediği:
Kuyunun dibinde hayat ağacı,
Ağacın dalında ömür tartacı.
Demedim mi nazlı yarim ben sana,
Ah hele de yavukluma diyeyim:
Yastığımın ucunda ayrılık burcu.
6. Cesedin söylediği:
Meram bağında keklik ötmüyor,
Çocukluğum gözlerimden gitmiyor.
Anacığımın yolladığı dualar,
Ah hele de imanıma diyeyim,
Bizi burdan kurtarmaya yetmiyor.
7. Cesedin söylediği:
Bedenim yar, ah ruhum yar,
Bir yanım boğulur, bir yanım yanar.
Yoksulun bebeği mama bulamaz,
Ah hele de ulusuma ne deyim:
Zalimin parasını makine sayar.
8. Cesedin söylediği:
Kömür kuyusu değil, ömür kuyusu,
Hiç gelmez mi gözlerimin uykusu?
Yedi kat yerin dibinde yatsan,
Ah hele de Nazım’ıma,
Bırakmaz yakanı yaşamak tutkusu.
9. Cesedin söylediği:
Sabahın seherinde ocağa girer,
Cemile’nin kalbi de peşinden girer.
Akıl ermez şu dünyanın işine,
Ah hele de güzelime diyeyim:
İki kalple gömülmek zoruma gider.
10. Cesedin söylediği:
Ey Ermenek, şanlı Ermenek,
Bir ömür ağlayıp bir gün gülmemek.
Yakıştı mı devletimin fendine,
Ah hele de vicdansıza ne deyim:
Bir dilim ekmek, bir ince yelek.
11. Cesedin söylediği:
Sağımdan soluma döndürün beni,
Kandil ışığı gibi söndürün beni.
Yeraltında balık olsan yüzülmez,
Ah hele de anacağıma:
Tabutumun içinde yüzdürün beni.
12. Cesedin söylediği:
Şu madenin kurusuna yaşına,
Düşme kendi ateşinin telaşına.
Bize kurtuluş birlikte gerek,
Ah hele de gençliğime diyeyim:
İnsan olan yürüsün isyan başına.
13. Cesedin söylediği:
Girip abdal deresine çağlama,
Çıkıp eren tepesine yürek dağlama.
Gören gözlerin görmedi madem,
Ah hele de kurbanıma:
El bağlayıp ağlayasın, ağlama.
14. Cesedin söylediği:
Gönül yaylasının yarı geçilmez,
Aşılmayan dağın ardı seçilmez.
Babamın ayağında kırk yıllık lastik,
Ah hele de garibime:
Sapsız orak ile ekin biçilmez.
15. Cesedin söylediği:
Yirmi sekiz Ekimin gece yarısı,
Ölüm geldi ısmarlama ekmek arası.
Allahın dediği olur, diyorlar,
Ah hele de dindaşıma:
Alın yazısı değil bu, yüz karası.
16. Cesedin söylediği:
Fırtınayı avucunda tut dur bakalım,
Bağrı yanmışı avut dur bakalım.
Dolu testi boşu boşuna kırıldı,
Ah hele de ozanıma:
Abı hayat ile doldur dur bakalım.
17. Cesedin söylediği:
Ölüm madencinin kaderinde imiş,
Böyle bildirmiş padişah ibiş.
Bize nispet olsun diye mi nedir?
Ah hele de baş kanlıma:
Kendine bin odalı mezar döşetmiş.
18. Cesedin söylediği:
Yelkovansız saati kur da görelim,
Deli dağın boranını sustur da görelim.
Patlamakta isyan ocakları bir bir,
Ah hele de kanlı bıçaklıma:
Ayaklanan ölüyü durdur da görelim.