BOYUN EĞMEYEN ŞİİRLER
Hrant’a dört kuşlu mektup
1
Sevgili kardeşim Hrant, öz kardeşten ileri.
Kucaklaştık yeryüzü evinde, aynı gönül bağıyla,
Birlikte yürüdük seninle uçurumlu geçitleri.
Ey Fırat’ın öz oğlu, Türkiye yanığı halk aşığı,
Sen bal kaşığıydın, aç yatan kimin kimsesizin.
Birlikte geçtik Eylül’ün karanlık tuzağından,
Ezdik demir hükmünü küresel icra komitelerinin,
Fakat koruyamadık kuzuyu kasabın zağından.
Ay arevit mernim, aldı koynuna seni güzel yârin,
İsterim yanında olsam, alsın beni de bu tutku.
Malatya’da titredi narin dallar, karakıştan değil,
Görüp kanlı pusuyu, kumpası, ah ahparig!
Kuyruğuna bastın çıngıraklı yalanın ey kahraman,
Ürküttün büyük şeytanı o kudurmuş talancıyı,
Seni kurban seçtiler Hrant, bu canım sana kurban.
2
Can kardeşim Hrant, öz kardeşten ileri.
Kartal kanatlı, kumru yüreklisi mazlum ülkemizin.
Yüklendik seninle yüz yıllık saf özlemleri,
Ne varsa iyi, güzel, sapına kadar ödenmiş bedeli.
Fakat hoşlanmadı asla, Diaspara ödlekleri,
Çekerdik boynumuzu içeri, Harbiye’de yürürken,
İşleyip durdukça tetiği Asalak tetikçilerinin.
Haz etmedi bizden Avrupa’nın kapı köpekleri,
Hedefe koydular seni, kirli emelleri için.
Bir taşla dört kuş vurdular, biri büyük insanlık.
Çomak soktun diye küresel tekerine egemenlerin.
Bir taşla dört kuş vurdular, biri töresi Türk’ün,
Koruyamadı seni ol devletli Gladyo kurşunundan.
Bir taşla dört kuş vurdular, biri Ermeni asaleti,
Tutuşur durur senin soluğunun bilge ateşiyle.
Bir taşla dört kuş vurdular, biri halkın kardeşliği.
Ah görmeliydin Hrant, nasıl dolaştı Sam’ın bacakları,
Dört kartal birden kırıyor White House camlarını.
3
Kan kardeşim Hrant, öz kardeşten ileri.
Taşıdın sabah güneşini ceplerinde, geceye karşı.
Senin sesin inlerdi devrimci şehitlerin başında,
Hatırla Hrant, Beyazıt’ta, fırladın arabanın kasasına,
Arkadaşlar! Katilimiz birdir, halkların baş belası,
Gömülüp gidecek yerin dibine dünya lanetlisi.
Kardeşlerim kanmayın ayartmasına Amerika’nın,
Yükümüz ağırdır kurşun kubbelerden, taş kulelerden.
Dik tutun düşürmeyin bayraklarınızı elden yere…
Sonra yorgun dönerdin eve, ayakkabıların yine delik,
Cepte metelik yok, yürek ağzınca dolu mertlik.
Kurtuluş’ta özlüyor seni yanağı çilli çocuklar,
Hrant amca, bize güvercin şekeri getirdin mi, lütfen?
Çıkartıp cebinden dağıtırdın güneşi çikolata gibi,
Korkma Arto, Musto, Memo yasla arkadaşına arkanı.
Soruyor pencereden, bizim kır saçlı madam Eleni,
Canımızın yongası, bize ilaç getirmedin mi?
Getirdim mayrikiy, bak avucumda o kuzunun kınası.
4
Gönül kardeşim Hrant, öz kardeşten ileri.
Yarım kalan nutkun, kara Ocak’tan beri gökte,
Çekmiş içine gökyüzü özlemlerini senin,
Bekliyor, tazeleneceği anı doğacak yeni günle.
Yanıltıp karartamadılar senin altın kalbini,
Fakat iki kez kıydı tedirgin güvercine nankör:
Bir öldürmeden önce, öldürdükten sonra bir,
Kalpler bilir Hrant, vicdanları bakar kör,
Nefret çorabı ördüler Memet’in, Artin’in başına.
Yağmurun diyorum kardeş, yağıyor ince ince,
Dur, durduramaz kimse doluk yağmur bulutunu,
Yağdın kendini ekinlerin kardeşçe boy atışına.
Harbiye, Kurtuluş, Ergenekon boyunca.
Cesaretin kudurttu tasmalı USA köpeklerini,
Görmeliydin Hırant, o nasıl kumpas, hile öyle:
Kin, nefret barutuyla, intikam kurşunuyla,
Şarjörünü sıkı doldurdu katil, yedekledi bir de,
“Barış”, “dostluk” ve “demokrasi” mermileriyle!
Arevit mernim: (Ermenice) Güneşine ölürüm.
Ahparig: (Ermenice) Ağabey, büyük erkek kardeş.
Diaspara: Ermeni Diapora’sı.
Asalak: ASALA (1975-1994) Türk diplomatlarını şehit
eden Ermeni Gizli Ordusu.
Sam: Sam Amca, ABD’nin ortak ulusal kişiliği.
Mayrikiy: (Ermenice) Anne, anacık.