KAVGA ÖLÜM VE ESMER AŞK
Güney Kıza Beş Güneş
I
Arardım onu
Akşam yelinin kaynağında,
O gülüşürdü yıldızlarla.
Ben dolaşırdım
Portakalların şarkılarında,
O bakışırdı üç kızlarla.
Ah gece gündüz
Sorardım onu yunusçuklara,
Az önce indi derlerdi
Dalgaların yuvasına.
Ben çakıllarda arardım
Vermek için ona düşten bir yürek.
Ağlamaklı sorardım onu,
Ürkek çayır kuşlarına…
Gördünüz mü dalgın bir kuğu?
Sen gelmeden gitti, derlerdi,
Yakamozların yas alayına,
Az önce gitti turunçların yoluna.
Ben gelmeden gitmiş olurdu,
Dururdu çiğlerde,
Eteklerinin kokusu…
Soluğu uyurdu havada,
Elma kokularıyla
Tarçınlar arasında!
II
Seni seviyorum.
Bu sözler dumanlar arasından
Geliyor sana.
Geçiyor bu sözler,
Kanın içinden, karanlığın içinden
Değerek ölü dudaklara.
Geliyor sana,
Yaralı bir ağızdan iki balarısı,
Akşamüstü, yolunu yitirmiş.
Hiçbir şey beklemeden,
Umarsız iki sözcük dönerek,
Deli gibi dönerek havalarda.
Arıyor seni
İçinde sabah yağmurlarının,
Uyuyup kaldığın yerlerde.
Geçerek kararmış denizleri,
Geliyor sana utanarak…
Geçip terk edilmiş kentleri,
Not defterlerini, buluşma saatlerini,
Geçip yürüyüş kollarını.
Çelenkleri, tabutları
Geride bırakıp geliyor sana,
Kitapları bildirileri…
Nöbet anlarını, hasta odalarını,
Bütün intiharları, ihbarları,
Fularları flamaları geride bırakıp
Yaralı bir ağızdan,
Ayrılıp, arıyor seni iki sözcük.
Yolunu yitirmiş!
III
Güney yağmurları
Tanır onu.
Verirdi yüreğini
Mersinlere,
Yüreğini, palmiyelere.
Karayeller kızıydı
O benim düşlerimin.
Verirdi yüreğini
Bir iç çekişe,
Yüreğini, ışıkların kırdığı.
Gençlik yurtları
Bilir bunu,
Bilirler, gelip geçen o.
İşlemeli çoraplar,
Sarardı sedefleri,
Dizlere kadar…
Kıpırtılar altında,
Uyur gibi yapardı,
Uzun zifirden saçları.
Verirdi yüreğini
Taşlara yıldızlara,
Yüreğini, mercanlara tuzlara.
Karayeller kızıydı
Dört yönden esen bana.
Bir nehirde uyurdu,
Adının baş harfleri…
Yeraltı suları bilir bunu,
Söylesem siz bilmezsiniz!
IV
O adanma günü,
Ve tek tek adanış saatlerimiz.
Ey Güneykız…
Uyumsuz yürek vuruşları,
Ve uyumlu birbiriyle.
O adanış günü,
Ülkemiz için,
Yaşlı bir kadın için Suriye’de.
Ey utkulu gözleri ölümden gelenin.
Bana uçurumlar,
Irak yollar gösteren.
Yaprakları bir alevin içinde,
Tutuşmakta benimse kanatlarım.
O buluşma saati,
Adandıktan sonra birbirimize,
Ağaçlarımıza, çocuklarımıza, çağımıza.
Ey mutsuz gözleri ölümden gelenin.
Bana baldıranlar,
Çan çiçekleri veren…
Ey Güneykız.
Bilincim benim,
Çocuk yüreğime yol gösteren,
Yitik bir ozanın ülker yıldızı!
V
İstiyorlar ölü bir yüz,
Güz dudaklı.
İstiyorum bulsam onu,
Ömrüm bir buğu
Olup uçmadan.
O koşuyor hastalara vurulmuşlara.
İstiyorlar sönmüş iki göz,
Kara kirpikli.
İstiyorum korusam onu,
Kollarım iki ölü
Olup kopmadan.
O koşuyor alnında yanan bayrakla!