YÜKSELEN ALÇAKLIK
Gidiyorum
Benim için kural koymasın kimse,
Yaşıyor, türkü söylüyorum gönlümce,
Taşlardan aşan duru su gibi sesim.
Açıp kapıyı gidiyorum işte.
Bu ev sizin olsun, mermer salonu,
Mutfağı, mahzeni, yemek odasıyla.
Bu ev sizin olsun, gidiyorum işte.
Büyükbabanın ruhu otursun en başta,
Edebi yemeklerle bezeli akşam sofrasında.
Ve siz oğullar, uysal torunları onun,
Yıkayıp ellerinizi ölü şiirin suyuyla,
Dizilin ceviz masanın iki yanına
Çıkıyorum bu yüksek duvarlar içinden
Yüzyıldır korunmuş, kokuşmuş barınaktan,
Çıkıyorum, çırılçıplak bir tay gibi.
Karşıla beni soylu yağmur, kara fırtına,
Yükselip çekilen dalgalar, dargın ırmak…
Gidiyorum yarı ömrümü yanıma alarak.
Yapmacık sözler sizlerin olsun
Gülüşler, ağlayışlar, eğilip el öpmeler…
Çekip gidiyorum yedi mühürlü bu kapıdan.
Gidiyorum kayanın içine, göğün üstüne,
Gidiyorum koynuna kirecin, tuzun, ışığın…
Karşıla beni sarsılan aşk, taze ilişki!