FİLİSTİN DİRİLİŞ İLAHİLERİ
Kırk Beşinci İlahi,
Nekbe’nin Bebek Hakları
(Babil Bandosu, ataların taş anıtları önünde toplanıp
telli sazları, küçük davulları ve Sümer flütleriyle 1948
Mayıs ayının Kanlı Bahar Ezgilerini seslendirirler.)
Dünyanın kanını somurup içse de Dolar şeytanı doymaz:
Yedi başlı canavar sürdü Adem’i kendi Cennet’inden,
Nekbe’nin ana kucağında yaktılar insanlığın bebeklerini,
Tek dişi kalmış İngiliz Mandası ezdi bahar filizlerini.
Bırak yakamızı ey işbirlikçi kasap, nedir bu ilmi zulmün:
Gazze kırımı yaşayanlar göğe kaldırır kırık bileklerini,
Geçer kan yükünün kervanı o gün, Nemrutlar da vurulur.
Bağlar şaraba durmuştu, gün anaların yüzüne vurmuş,
Filistin canları ekmeğinin, kuzusunun ardında düşmüştü,
Dalıp gitmişti kendi vatanında dünyanın eski çilelerine.
Köylerin kasabaların masal bahçeleri o zaman yıkıldı işte.
İslam içinde ikiyüzlü İblis’in dostları, kâfirden beterdir.
Hasbünallâhü ve ni’me’l-vekîl… Bize Allah yeter!
Bize kollarımız, yüreğimiz, aklımız, bilgimiz kâfidir:
Toprağın, ateşin, suyun, havanın dili isyan eden ilahidir.
Zulüm kendi kendini yer, bulamaz kendine ebedi bir yer,
Çölde bağdaş kuran çiftçi, uzanır Zülfikar’ın çiftelisine:
Bilir misiniz, orada hayat topraktan dirilir türlü çiçek açar.
Değil öyle tan atması, göğü oyalı yazmalar sarmalar,
Gecenin gecesi biter, yürek bayram şafağı gibi gül saçar.
Haykır Filistin’in dirilişini kılıcınla, ey hakkın öfkesi:
Boğacak “Dilsiz Şeytanları” Nekbe bebeklerinin nefesi.