FİLİSTİN AĞITLARI
6. Ağıt,
Gidin, gidin söyleyin
(Yaşlı bir ut, eski çarşının kapısından girer.
Evvel ahir herkes oradadır… Kara gözlü bir ney,
sürmeli bir kanun ve hızmalı bir tef de takip eder.)
Gidin, gidin söyleyin,
Cenin’i geceye anlatın.
Gözlerinizde kaldığı kadarını anlatın,
Yeter ağlamak için.
Anlatın sağır kardeşe,
Kör akrabaya,
Cehennem’den daha yakıcı ne varsa,
Hepsi vardı burada.
Gidin anlatın, çölün şahinine,
Gölün sunasına.
Kulağınızın taşıdığı kadarını anlatın,
Yeter, sararmak için.
Gidin, gidin söyleyin,
Cenin’i ormana anlatın.
Sırtlandan daha vahşi ne varsa,
Hepsi vardı burada.
Gidin anlatın, çakal ulumasına,
Yılanın ağulusuna…
Gömlek cebinizin aldığı kadarını anlatın,
Yeter, titremek için.
Gidin, gidin söyleyin,
Cenin’i okyanusa anlatın.
Yurtsuz kalmaktan daha ağır ne varsa,
Hepsi vardı burada.
Gidin anlatın Sodom’un kayasına,
Cenin taşının yazgısını,
Avucunuzun aldığı kadarını anlatın,
Yeter ürpermek için.
Gidin, gidin söyleyin,
Cenin’i yağmura anlatın.
Anlatın Kızıldeniz’in sularına,
Firavundan daha zalim kim varsa,
Hepsi vardı burada.
Anlatın Pompei’nin külüne,
Leylâ’nın başına saçtığı toprağı.
Gidin, anlatın aşıklara,
Sevgilinin teni karışmış gömütü,
Göz çukurunuzun aldığı kadarını anlatın,
Yeter, üşümek için.
Gidin, gidin söyleyin,
Cenin’i cellada anlatın.
Ölümden daha fazla ne varsa,
Hepsi vardı burada.
Gidin, gidin anlatın
Kırılan kapının çığlığını huzurlu kapıya,
Anlatın İsrafil’in suruna.
Aklınızın erdiği kadarını anlatın,
Yeter, çıldırmak için.
*Şiir, 2002 Nisan ayında İsrail’in Cenin katliamları
sırasında yazıldı.