FİLİSTİN AĞITLARI- Dokuzuncu Ağıt, Özgürlük için ölebilmek

Ana Sayfa Şiirler

FİLİSTİN AĞITLARI

Dokuzuncu Ağıt,
Özgürlük için ölebilmek

(Arka arkaya yürüyen sekiz kutsal ney ile
Gazze doğumlu küçük kemanın peşinden
ruhları titreten sesiyle çocuklar korosu öne çıkar.)

Göksel ataların torunlarındandı çocuk.
Diyorlar, pek güzeldi sesi, havayı ezgilerde,
Söylerdi evinin bahçesinde, eskiden beri.
Hele yüzünü Şeria’dan aşağı çevirdiğinde,
Elini kulağına atıp da isyanlanınca hele.

Ne şiddet, ne cebir, evvel zaman içinde,
İnsanlığın dem tuttuğu bir derin vadide,
Çölün ve bozkırın mayalandığı büyük ülkede,
Kardeşler birlikte aşmadı mı ruh sıkıntısını,
Mutlu dünyanın bir yerinde doğrulukla?

Gövdeler nasıl da istekli birbirinde erimeye,
Kadınlar, sıcak gecelerde ne kadar doğurgan,
Ve nasıl da alışık erkekler onu korumaya.
Aşkı olgunlaştır, şurup gibi çek kafaya,
Avuçlarınla iç, dolu dolu ve güneşte birleş.

Gel şimdi manzarayı seyret, çocuk yiyorlar,
Buzdolabında beklettikten sonra üç gün.
Evet, çocuğun adını Bilim koymuşlar:
Esinlenerek alet kullanan atanın anılarından,
Tevrat’ta, İncil’de, Kuran’da geçiyor mu?

Yeni ilahlar diz çöktürüyor eski ilahlara.
Öyle kanlı, öyle sıkıntılı, öyle darboğazdayız.
Tek çıkış yolu bıraktılar: Öldürmek değil,
Öldürülmek değil, özgürlük için ölebilmek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir