DOĞU TABLETLERİ
Elli Birinci Tablet, İpek
Turfan ile Kaşgar’ın arası, ceketini yere ser,
Gelir rüyamızın görkemi, Tebriz’den geçer.
Bedenin gördüğü düş gibi derindi nefes,
İksian’da toplanan canfes, varırdı tunç kapılara,
İncecik ses teli titrerdi sevgiliye şükrandan.
Tül gibi dökülsün sura üflenen misk, sessizce,
İpek hattında kalkan kılınç, inerdi yüz gün zarfında.
Göğün geceliği zar gibi ince, görünürdü Ka’nın memesi,
Kayıp düşerdi Asya’nın kalçalarından Hint denizine.
Çalkandı kan, Taklamakan çanağında tüccar hissesi,
Söz kelebekti, ama ağır hazineydi yarin cilvesi.
Şeftali tomurcuğu çocuktu henüz, ama yol yaşlıydı çok,
Çini tabakta aynı aşkın çiçekleri döllenir.
Tarçın ve mis kokulu süt ve kar gibi fincanlarda kut,
Hanbalık’tan yola çıkan selam, göz ucuyla gelirdi.
Seherde dökülen taze çiğ kuşluğa direnir, öğlene erirdi,
Kulaçlanan bürümcük gibi havada dönerdi yakut,
Görürdü ruh taşmasını, üç kez göz süzerdi.
Sinirleri sakinleştiren yumuşak içimli yasemin,
Mermer kelebek, Urumçi tazgahında kanlı emprime,
Bu ne iştir hancı, tahta çıkrık gibi sarıyor zaman.
Sarıyor köklerimizi Asya’nın demir makarası,
Bu ne iştir hânım, Guanta’da düğümlenen ağ iplik,
Örüyor Anadolu tezgahında kızıl kaftanımızı!
Canfes
Bünümcük
Hare (üzerinde dalgalı çizgiler bulunun kumaş)
Diba (Altın gümüş işlemeli ipekli kumaş)
Emprime (boyalı baskı
Jarse
Tafta (sert ipekli kumaş)
mermerşahi