Yönsüz Fırıldak

YÜKSELEN ALÇAKLIK Yönsüz Fırıldak Döner küçük gün fırıldağı, İncecik yeşil kağıttan Fır fır ederken tutuşur. Karşılaşma anlarını ayarlar, Hafta fırıldağı katıksız acıdan, Havaya yalnızlık karıştırır. Ömrün penceresi önünde bekler, Kuşlu, kayıklı, çiçekli, bıçaklı… Neşeli ay fırıldağı kolay yırtılır. Yıl fırıldağı yönsüzlüğü arar. Bilinmeyenler arasında kararsız, Ölüm saatlerini göğe savurur. Bir fırıldak da yürekte döner, Estikçe […]

Continue Reading

Kapalı Gece

YÜKSELEN ALÇAKLIK Kapalı Gece* Gece, gücüm yok. Derin gece, Dilim, sözüm yok. Nedenim, yazım yok, Kundağım sırlı gece. Bağlı alana gir, Boynu sulara yatır, Şimdi acı yatışır.* Son alçalışa uy* Teni kille yun, Yeni istek durulsun. Mania, uyu* Bu yıldızsız gece* Kara atlasa soyun. Yitip git, Bir zerre zerrin ol,* Kim bilir kimsin!* Cennet,* 1992* […]

Continue Reading

Melekler de Bilmez

YÜKSELEN ALÇAKLIK Melekler de Bilmez Ansızın gelen korku senin kardeşin mi? Saatlerin üstüne kar yağdığı zamanda, “Geçti mi geçen günler” geldiği zamanda Dengenin bozulup günlerin sır olduğu zamanda, Bizim felaketimiz miydi bu ruh taşması? Tanrısız kullardık, yatacak yerimiz yoktu, Yurtsuz dolaşırken yeni ülkeler bulurduk. Kar suları gibi ömrümüz nereye aktı? Nereden çıktı bu acıklı fiesta, […]

Continue Reading

Bekler Yedi Yerde

YÜKSELEN ALÇAKLIK Bekler Yedi Yerde Beni saran büyü çözüldü. Minyatür bahçede boşaldı üstüme göl, Kırıldı mavi camı taş kubbenin… Lotus çiçekleri yağıyor içeri Elsizdim, dilsizdim, gönülsüzdüm. Bir mucize söyleyebilirdi kim olduğumu, O yıkım gününü istekle bekledim, Kurtuluş anı olacaktı kavmimin. Bu açık seçik yazılandı, bilinendi. Elbette bunaltıcı dokuya girerdim, Acının büyülü bir koyağa dönüştüğü bu […]

Continue Reading

Gizleniş

YÜKSELEN ALÇAKLIK Gizleniş (Sevgili Anneme ve Babama) Son ilmeği de attı yaprağın ucuna. Katlanılan acılar akıldan gelip geçince, Bırakış bir bulut gibi onları görünce, Issız yollara kara üzümlerin kanı dökülünce, İnsan yüzlü bıldırcınlar ırmağa uçunca… Çocuğun avuçlarında düşlerin gümüşü soldu. Koyu defnelerin arasından baktı kadın. Yağmurdan sonra ışıyan yaprak uzaklaşınca, Taşan ırmak yeşim taşlarını yıkayınca, […]

Continue Reading

En Yeni Kötülükle

YÜKSELEN ALÇAKLIK En Yeni Kötülükle Yaralı öpüş, dargın ruh, getirir isteksiz günü, Yok oluşun büyüsüne döner vahşi çocuk aşk. Eksilir ilişki, ansızın kapanır dingin yürek. Birinci sınıf acı öğretir birey bilgisi. Kar örter gibi sayrı çocukluk kendini siler, Mayıs güneşli boşlukta titrer sudan gövde. Arkada güzel günler bırakır da bilmez kimse. Çizgiler üst üste gelince […]

Continue Reading

Ozan Sahnede

YÜKSELEN ALÇAKLIK Ozan Sahnede Kayanın, karaağacın, yağmurun diliyle, Titrek yaprak ürkmesi bir yürek… Fısıldaşıyor sisten mikrofonla, Dalgalanıyor azap çekenler sürüsü. Gök katları arasından sıyrılıyor söz, Sarsılıyor kendi sesiyle incecik gövdesi. Karayelin denizde esmesi gibi ses… Bir meleğin elinden tutarak iniyor yere.

Continue Reading

Kurtarıcı

YÜKSELEN ALÇAKLIK Kurtarıcı Yaşamım sizi ilgilendirmiyor, Bunun hiçbir önemi yok, biliyorsunuz. Nasıl iyi olacağımı bilmiyorum. Büyüyle ilgili dualar yazan deli, Yaşlı bir köpeğin uzun gölgesi adam gitti, Tahta kılıcımı yanıma alıyorum şimdi. Burada duruyorum, kaba, ilkel bir taşım. İlkel denizim, ilkel yağmurum, ilkel Kayanın üstündeki ilkel sesim ben. Kendime yeni güçler aramıyorum, Benim ruhumu kurtaramaz […]

Continue Reading

Cennet’in Göklerinde

YÜKSELEN ALÇAKLIK Cennet’in Göklerinde Mutlu musun “dostum”, söyle bana, Ben göklerindeyim Cennet’in. Antik harabeler üstünde bir uçurumda yatıyorum. Sizleri hiçbir zaman rahatsız etmek istemedim. Yeşil çay bahçelerinin üstündeyim, Sarhoş düşlerinin üstünde yüzüyorum. Mutlu musun “dostum”, söyle bana, Ben göklerindeyim Cennet’in. Güzel bir kadını “karım” yapmayacak kadar yaşadım, Verdiğim sözleri tutacak kadar soluk soluğa, Önemsiz şeylerle […]

Continue Reading

Suda Giden

YÜKSELEN ALÇAKLIK Suda Giden Yas günleri de bizim içindir, elbet, Ardı ardına geçer acı alayları, sabırla. Bekleriz zamanın aynasızlığında kara, kızıl, Bekleriz, dünyanın kara laleleri biz… Ömür bahçesinde acıdır günler, gecelerimiz. Sürüklenir melek başları suyun aynasında, Bakarız arkasından bedel ödeyen bebeklerin. İşte şu sensin, Ninovalı bir manavın oğlu, Süt vakti bombardımanında canı alınan. Duru suyun […]

Continue Reading