İncinmiş ve Şaşkın

YÜKSELEN ALÇAKLIK İncinmiş ve Şaşkın Kimin ne düşündüğü ilgilendirmiyor beni, Hepimiz hastayız, hepimiz hırsız, manyak. Bir sabah kendime sordum, incinmiş ve şaşkın, Kıyıda köşede yaşayanlar hep böyle yapar. Şu anda asitle rakı içiyorum, Şu anda iri üzüm tanelerini emiyorum. Benim aşkım senin neyin olur, bilmiyorum, Seninle paylaşacağım hiçbir şeyim yok. Benim aşağılık kederim, senin dostun […]

Continue Reading

Sudan Yaşam

YÜKSELEN ALÇAKLIK Sudan Yaşam I Gece yağmurlarının içinde, Irmağın sularının yakınında uyandım. Otlardan yatağımda tenimin sıcaklığı buğulandı. Ablamın gönderdiği sözler ardımda döndü durdu, Derin ırmakta yitti, yok oldu. Koyu eylül göğünün altında, bir kucak glayöl çiçeği, Kıyı köpükleri arasında dağıldı, yok oldu. Sabah güneşi geniş bahçede karşıladı beni, Üstümde sarı halkalar dolaştırdı durdu, Serin suların […]

Continue Reading

Dokuz Soruda Kimlik

YÜKSELEN ALÇAKLIK Dokuz Soruda Kimlik Yol üstünde ezilen kaya, Dayanabilir misin bendeki acıya? Söyle ey tipiye tutulmuş kavak, Hangimiz daha çıplak? Ey yele kapılmış yeşil fırıldak, Bir dönsen, iki döner bu yürek. Söyle söyle, bendini yıkan ırmak, Suların boğar mı kendi kendini? Hangi ozandır ki gece dönünce, Siyah bir gül sunar ölümüne? Ayın üstünde ay, […]

Continue Reading

Ey Şair Ortaya Çık!

YÜKSELEN ALÇAKLIK Ey Şair Ortaya Çık! Ey şair, yaratıcı eylemin, söz gücünün imgesi, Ey birey! Haydi, atla atına ve gir yola, sür uzaklara. Dolaş senin olan topraklarda, seni çeken Sabahın seni çağıran ışık katlarının koynuna yürü, Atıl çılgın ses dalgalarının titreşimine. Ayak basılmamış, el sürülmemiş bu yerler senin. Bu nesneler ülkesi senin, bu varlık, tanrısıyla […]

Continue Reading

İki Irmak İki Yel

KAVGA ÖLÜM VE ESMER AŞK İki Irmak İki Yel Uçurumdan dökülüp karışan iki ırmak, Terleri karışan, solukları karışan, Karanlıkta yol alan iki yeraltı suyu. Yürek vuruşları öpüşen bir yıldızın içinde, Yüksekte buluşan, yüksekte, aşk hücresinde, Gökyüzünde sevişen iki denizin yeli. İki fırtına damarı doğuran kendi kendini, Kuzeyden güneye esen, ormanlardan denize, Yukarı akmaya calışan bir […]

Continue Reading

Düşsel Buluşma

KAVGA ÖLÜM VE ESMER AŞK Düşsel Buluşma Pencere önüne oturmuş, Dünyaya bakıyorum: Günün çerçevesi içinde ışık. İçimde buluşma anının Beklenmedik sabırsızlığı, Yürekleniyorum aşka yeniden. Kendini bırakınca dönmek zor, Geçiyor ufuk çizgisinden, Yazgının kara zırhlısı. Unutup yeniden dalıyorum, Taşan aydınlığına gök boşluğunun, Kendini bırakış acı çekiyor yine. Yağmur suları gibi çıplağım işte, Yağmur suları gibi ürkek, […]

Continue Reading

Ülkem ve Sen

KAVGA ÖLÜM VE ESMER AŞK Ülkem ve Sen Aralanır yanık defne demetleri. Irmakları akarken görürüm uykulu bedeninde, Mermer bir yatakta süzülür su tülleri. Çıkar ortaya, Yağmur güneşinin çıkması gibi. Bir avucunda yaşamın ışıltısı, Çıkar ortaya, iri damlalarıyla durur yağmur. Geceyi gösterir, zağanalarla akar ırmak, Kıyıda zambaklarla yatar kız, Koşup yiter çocuk,kalçalar arasında ufalarak. Geceyi gösterir,metal […]

Continue Reading

Akşamüstü Şiiri

KAVGA ÖLÜM VE ESMER AŞK Akşamüstü Şiiri Evimiz bir çatı katı, Bir yanı gökdelenlere bakar, Küçük bahçelere öbün yanı. Bütün duvarlarını evimin Beyaza boyadım da, nilüferler Zambaklar sarıldı her yana. Kapılarını, pencerelerini Beyaza boyayıp kardan perdeler astım da, Köpük köpük dantelalar sarktı camlara. Gün doğunca gökdelenler tarafından Işık kızın düğünü başlıyor, ama Gelini bıçaklıyorlar karnından. […]

Continue Reading

Tutuşur Kemikler

KAVGA ÖLÜM VE ESMER AŞK Tutuşur Kemikler Irmakların birleştiği öpüş bölgesinde, Köklerin indiği karanlıkta başlayan, Aşkı kimsesizliğin, aşkı unutuşun içinde. Öylece kalıyorum yalnız, uçarı arı, Göklerden boşalıp gelen o efsane kuş, Getirir kanat aralarında günün özetini, Suların birleştiği yerde ayrılır saçların. Yeşil otlarda ilkyaz buğuları tütüyor, Kımıl kımıl ellerin neyin ardında? Ve otlar içinde çıplak […]

Continue Reading

Güney Kıza Beş Güneş

KAVGA ÖLÜM VE ESMER AŞK Güney Kıza Beş Güneş I Arardım onu Akşam yelinin kaynağında, O gülüşürdü yıldızlarla. Ben dolaşırdım Portakalların şarkılarında, O bakışırdı üç kızlarla. Ah gece gündüz Sorardım onu yunusçuklara, Az önce indi derlerdi Dalgaların yuvasına. Ben çakıllarda arardım Vermek için ona düşten bir yürek. Ağlamaklı sorardım onu, Ürkek çayır kuşlarına… Gördünüz mü […]

Continue Reading