FİLİSTİN DİRİLİŞ İLAHİLERİ
Kırk Üçüncü İlahi,
Ayetlerin Ayaklanışı
(Gece fenerlerinin solgun ışığında, nereden
geldiği belli olmayan üç bedevi davulunun
Fâilâtün Fâilâtün kalıbıyla çaldığı ezgi
İlahi boyunca devam eder.)
Taşla ezilen bebeklerdi, biliyor elbette Arafat melekleri,
Mağaralardan patlayan kızıl ışıkları görmediniz mi?
Şu İsrail sapkınlığının insana kıyımını duymayan kaldı mı?
Dünya titredi, sallandı durdu servi ağacından ışık minareleri.
Kimdir o, Şeria suyu gibi kutsal surelerin kanını akıtan?
Hayır, onlar Musevi olamaz, katliamcının Tanrısı var mıdır?
Peki, bu vahşetin sahibi kim, şu Filistin’e kıyan azgın?
Makpelah mağarası inliyor, Sarah ağlıyor, Ayetler ayaklandı.
Dolar hükmünün kutsal egemenliği adına yapılıyor işkence.
Her gün evlerimizden içeri doluyor Ayetlerin çığlıkları.
İbrahim atayı çağırın, bu kan kimin için dökülüyor, desin bize.
Ey Mümin! Nedir şu dünya malıyla bitmeyen muhabbetin?
Söyle bilelim, bizim şimdiki ahitle. Ne demiş eski ahdimiz,
De Rabbin kullarına verilen ne, alınan nedir, söyle bize?
Yerle bir eder Araf’ı, yıkar dört kitabın ayağa kaldırdığını,
Ey barışın sahibi, kendi içine akıttığın ağı yetmedi mi?
Bundan daha zelil ne var, söyle, ey irfan ehlinin cefalı dili?
Diyor ki: Geleceğiz tekrar, emin olabilirsiniz gelecekten,
Güllere güller aşılamaya, silmeye kara gözlerdeki yaşları.
Diyorum: Yıkacak illa Riya kalelerini Ayetlerin haykırışları.
Makpelah: Hz. İbrahim’in mezarının bulunduğu mağara.