İSYAN MAKAMI- SUNUŞ

İSYAN MAKAMI

Boyun eğmek şaire insanlık suçudur. Çünkü bu, insanın özündeki kalkışma yetisine karşı gelmek, kamunun çürümesine yol açmaktır: Onurlu olması gerekenin, kendi üzerinden insanlığa ihaneti… Kan içinde doğan söz, salt kendine ait, başlı başına bir varlık olmadığı gibi, yarattığı eylem basıncıyla toplumsal dokulara direnç taşır. Dölyatağından dışarı itilenin, yeryüzü  havasını içine çektiği ilk solukta, ilk çığlıkta ağzından gelenin taşıdığı cevher: Dayanın, yetiştim! Yani, salt geleneği tazelemek ve geleceğe aktarılacak olanın güvencesi, esenliği yolunda bu, ‘sırların sırrını öğrenmek için, yüreğini yiyeceksin, yedireceksin,*’ anlamında kavranmalıdır. Şimdi diyebiliriz ki şiir, sıçrayışların, biricik olanı yaratmaya doğru bir örgütlenme edimi değilse, nedir! Algılama, yargılama ve yıkıp – yapma yetisinin özgürleşmesi. Dünyanın karanlık işlerini aydınlatma, insanı onurlandırıp yükseltmek için aşkın bir kışkırtma, bayrak açma… Sinir uçlarımıza yayılan iç elektriğin organizmayı uyanık,

bilinci yaşamın diriliği içinde tutması. Diyelim ki, korteksin yan etkilerini düzenleyen

bir dilaltı hormonu. Uysallaşmaya ve giderek ölüm uykularına karşı, doz aşımına meyilli bir imge yangısı.., Güçlü ağlama isteğiyle birlikte tetiklediği ileri atılma güdüsü insana ferahlık verir. Kuşkusuz başarı yüksektir. Çünkü beceri, büyük şair ruhların gözleri önünde gerçekleşir. Her ileri atılış derin sırrın denetiminden geçtiği gibi, kurucu savaşçıların haberi olmadan da bir adım ileri atamayız. Ben de onların adlarını, öfkelerini, cesaretlerini, hasretlerini** içimde dolu tutuyorum. Bugünü ve geleceği devrimci kılmak için… Gelin, fazlaya kaçan sözleri burada kesip işe koyulalım. Güneş ufuktan şimdi doğar. Bayrak açalım.

                                                                                               16 Mart 2013

                                                                                        Mecidiyeköy, İstanbul