FİLİSTİN AĞITLARI
Yirmi Sekizinci Ağıt, Şair Tufanı
(Gazze semalarında kırk fedai uçurtma, içli bir
Arap ilahisiyle süzülerek füzelerin önüne çıkar…
Filistin bebeklerinin çıplak bedenleri yaralarıyla
yükselirken, direniş davulları gürlemeye başlar.)
Ey ulu ruhlu şair kardeşim benim, yüreğim yanıyor,
Öyle bir yangın ki bu, yandıkça yeşertiyor çöl kumunu.
Birden yel esip harlıyor can ocağını, çiçek açıyor barikat.
Senin yüreğin de bir meşale gibi yanıp duruyor Rıfat,
Senin göz nurunla çocuklar ders çalışıyor karanlıkta.
Kıskanıyorlar Filistin toprağını, bastı bağrına oğlunu ya!
Senin canına kıyan şu kanlı zalimi ettiği işler, malum,
Hem çoluk çocuğunla, ceylan kelebek demeden hem de.
Biliyorum adanmışların, ateşi yar gibi kucakladığını,
Gazze göklerinden yağan kara bombalar, hayat yıldızlarıdır.
İki dünya biliyor elbette Rıfat, şahadet hakkı kullandığını.
Bundan daha muhabbetli ne var, dilini eyledin cevher,
Kendi kendini tutuşturur şair, şuası bulur kendine bir ocak.
Gelip geçer gam yükünün kervanı, bağlar gühere döner.
Sırat köprüsünde evler kurar, gayyada serinlenir,
Hayat bahçesi yeşersin diye, hak şairler ateşte dinlenir.
Kalbin Muhammed, gözbebeğin Ali, dilin ehlibeyttir,
Kırklar meclisine girer girmez köküyle alevlenir.
Netanyahu bin Joe Biden’ın bin Kerbelâsı’nı yıkar atar.
Gel söyle aşkla, kökümüz kim, anlat Rıfat, uyuyan ayılsın.
Cellâdın akıttığı zehirdir, kendi organlarına yutar,
Dediler: Yürü bre NATO paşası senin de çarkın kırılır.
Dedi ki, güvendiğin Büyük Şeytan o da bir gün devrilir.
Dedim: Pir Sultan Abdal’ı bilirsin, ölür ölür dirilir,
Dedim, gecenin gecesi biter, yürekler şafak gibi tüter.
Dedi Rıfat: Rüzgâr gibi eser idim, tufana çevirdiler beni.
İNSANLIĞIN ŞAİRLERİNE BİR ÇAĞRIDIR
İnsanlık tarihinin görmediği bir zalimlikle yok edilmek istenen
Filistin halkının neferleriyiz. Sözle değil. Eylemle: Emperyalizmin
Bu kanlı vahşetine karşı Doğunun ve Batının bütün şairlerini
bir an önce Refah Kapısında toplanmaya ve Örgütlü kötülüğün
karşısına Örgütlü iyilikle çıkmaya çağırıyorum. Elçiler göreve!