DOĞU TABLETLERİ
Yetmiş Birinci Tablet, Lenin
I
Sabaha kadar uyumayan adam, Volga’ya indi:
Tan vaktinin ateşiyle buzlu sular yanıyor.
Dikti gözlerini Tatar ufkuna, Asya’yı içine çekti,
Uzak bozkır köylerinde öfke alazlanıyor.
Bekledi öylece, dikili taş gibi, aşkın merkezinde,
Yayılsın hücrelere ölümsüzlük mayası, iyice.
Gerildi Yirminci asrın örgütlü yayı, öğütlü ok kirişte,
Sökmek üzere kardeşlik ülkesinin kızıl şafağı.
Işığın kutlu alayı, gösterdi kendini dirilişte,
Doldurdu ruhuna temiz havasını dost steplerin,
Simbirsk kiliselerinde çalan zafer çanlarıyla, ağır
Yollar boyu tüten eğri dumanları, acı duaları.
Bir şişe Sibirya votkası gibi dikti kafaya yiğitliği,
Fırlattı kendini birden, Volga’nın kollarına.
Görünmez olduğu anda, belirdi Doğu yakasında,
Çıplak omuzlarından dökülüyor buz ziyaları.
Bir adım attı bozkır tuncuna: Mazlumlar uyanıyor,
Ocaktan çıkan kılıcın, kıvılcım dökmesi gibi.
Dedim yiğit, bana adını bağışla! Dedi, demirdir,
Siz, Vladimir, diyebilirsiniz, Sergei! İvan!
Deli ediyor adamı, kendi kanında uyuyan vatan:
Doluyor ruhlarımıza özgürlüğün ilk şarkısı,
Aşkı yüklenin, sevilenin, güllenin gümüşlenin,
Katyuşam bekliyor, dik nehir boylarında.
Topraktan gelenle güçlenin, örgütlenin, bilgilenin.
Çöken gök kubbeyi yukarı kaldıracağız biz,
Namus kavgasını üstlenin, yüreklenin, güzellenin!
Dedim, Moy brad, dedim ey büyük Lenin!
Şiir gibi geliyor sözlerin, öyle su gibi, öyle derin.
Dedi, bir nehir gürlüyor içimde, o ben değilim,
Kesseler kolumu baştan, yazamam iki satır.
Çıkacağız yüce katına fakat, fırtına kartalı gibi,
Muktedirle değil, şu aciz mujiklerle biz,
Çakacağız Asya destanını, Atlantik’in alın çatına!
Doğu Tabletleri, Lenin – II
Çıktılar akıncılar yerden, kıtalarla, saf be saf,
Toplandılar, ellerinde güneşten kopmuş parçalar,
Yakalayıp tarihi, durdular destan yazmaya, harf be harf.
Siz kimsiniz dense, derlerdi, gönül hamalıyız biz,
Karanfil taşıyoruz, doğacak bebeklerin yurt beşiğine,
Derlerdi biz, ölümsüz insanın iliğiyle kemiğiyiz.
Orada, o an yazıldı gönüllere karasevda sözleriyle ilk:
Lenin, diyorlardı beyne, şifa nasıl denirse öyle,
Öğütülürken mazlum Rusya, çar ile papazın arasında.
Dolardı alınteri derebeylerin derin ambarlarına ya,
Akardı hani kar gibi buğday unu, Avrupa borsasında.
Dedi: Sıkın dişlerinizi yoldaşlar, kaza kader yok!
Dedi: Ellerimiz var ya, ellerimiz kurtaracak aklımızı,
Duraksayan yıkılır, duran ölür, yoldaşlar tereddüt yok,
Bir kez çıktı işçinin oku, köylünün demir yayından.
Volga kıyısında, içilen güneşi hatırlayın, tan vakti tam,
Göründü Doğu’dan gelen adam, dedi, tamam!
Lenin, diyorlardı beklenen vakte, aşk nasıl denirse öyle.
Serpe serpe kuram, tepe tepe pratik, tak, tik, tak!
Haykırdı, Potemkin’de topu ateşleyen tıknaz adam:
Alın size inci mercan, alın işte Cennetin anahtarı lan!
Mesih efendinizin esirgediği, kutsal mesaj bu,
İşaret geldi, feleğin çarkı kırılacak, alın size talan.
Kerenski sıvışıyor arka kapıdan, makam arabasıyla,
Amerikan bayrağı çırpınıyor, forsunda Ford’un.
Lenin, diyorlardı yüreğe, gökyüzü nasıl denirse öyle.
Parti ayakta, Kremlin’de devrilmiş çar naçar!
Proletarya kalkar, içmiş teoriyi, çekilin yoldan, dan, dan!
Doldurmuş göğsüne, sosyalizmin aşk barutunu,
Düş mü görüyorum yoldaş, mujik şakası mı bu?
Yağdı halkın üzerine aydınlığı, yayıldı beş öğün,
Lapa lapa yağdı protein, karbonhidrat, vitamin,
Lenin, diyorlardı bilgiye, nasıl hayat diyorsak bugün,
Kış dostudur Rus’un, uyumayın, bebek büyüsün!