DOĞU TABLETLERİ
68. Tablet, Kanlı Kan
Kalksın biliciler, bilimciler, direniş bilginleri,
Ayaklansın kahramanlar, günün öncüleri:
Boğuyorlar insanlığı, insanın kendi kanında.
Ezeli düşman gıcırdatıyor azı dişlerini,
Küresel canavarın ağzında mazlumların canı.
Nerede kaldınız, nerede ulusların ataları?
Yiğit anaları, ey aslan ceylan doğuran kadınlar,
Parçalıyorlar insanoğlunun rahmetini.
Kalkışsın ozanlar, fizikçiler, onurlu her kimse,
Çıksın ortaya ağaç seven, kedi seven de,
Dayandık işte duvara, gidecek yerimiz kalmadı.
Neredesin ey hakkı dilinden eksik etmeyen?
Arzın azmanları birleşti, zaman daraldı,
Neredesin ey İbrahim! Ey Ap-ra-kam, kanlı kan.
Çık ortaya, çık da gör çürüyen öğretini.
Gör bakalım seninkileri: Doymadılar haram aşa.
Caninin kimliğinde baba adı: Senin adın.
Ey Davut, duyulmuyor kubbenin altında avazın,
Gelmiyor sesin kesilen gırtlağın hırıltısından.
Konuşsun bilge Marx, anlatsın halk canavarını:
Küresel cinnet mahfilleri doğalgaz geğiriyor,
Neredesin ey Musa, nerede senin asan?
İsrail oymakları ne zaman doyacak ya Rab?
Mucizeni takmıyor kimse. Hani İsa Mesih’imiz?
Hani İsmail’i kurban edecektin rabbine ya,
Dünyanın kellesi, palası altında piyasa kasabının.
Teni kesmeyen bıçak, yarmıştı kara taşı demek.
Denemişti Yunan kralıysa boynunda kızının,
Lucretius aşağılamıştı: Bunlar iğrenç işler.
Kalkışsın yaratan halk, durdursun yüce emek:
Ey kamucu kalk, ey devrimci ayaklan:
Allahûekber bileğisinde biliyor palasını fesat.
Ayırıyor insan kanlısı, insanın gövdesini ruhtan.
Ey Şair, şiirini kuşan, görülsün baştan hesap.