Hutbe

DOĞU TABLETLERİ- Otuz Birinci Tablet, Hutbe

Şiirler

DOĞU TABLETLERİ

Otuz Birinci Tablet, Hutbe

1
Gözlerimizle gördük o kanlı bezirgânı,
Torbasında götürdüğü geleceğin dünyasıdır.
İnsan eti yiyip, elhamdülillah diyen kökü harap,
Afiyet olsun diye inleyen eti yenilenler,
Dolanacak dili diline, yan basıp sapkın gidenin.
Evlerimizi çukura çeviren, şimdi nerede?
Kalmayacak yanına kendisi Musa olsa, İsa ya Rabbi,
Ya insan, ya hayvan, cin olsa, ya kendisi
İbrişim sarıklı halife olsa, ya Beyaz Saray’da vezir,
Bu kadar yüzsüz, bu kadar celili rezil.
Bütün kazancı: Dolduracak kendi çukurunu alçak.
Parmaktaki yüzük geçecek göğsüne ve
Eyvah! Kırbacı kendi boynuna dolanacak.

2
Nefret edilenler, haktan nefret mi ediyor?
Secdesi zulüm, kıblesi vahşet olanlar,
Kanal açarlar, mülklerine, derinden ve
Dört yönden yağacak kızıl kıyamet, üzerlerine.
Servete kul olanlar, ateşi servet edindiler,
Namazda boy aynası koyarlar önlerine.
Direnişin şahdamarı günışığı gibi fışkırmadıkça,
Başa geçmedikçe sevgi, hakkaniyet,
Çoğalacak iş gününün kardeşliğini bozanlar,
İkindi vaktinin hasadını çalanlar azacak.
Zorlu sabahta ortak aklın pusatı görülecek,
Çürümüş organlar kopup dökülecek,
Yeni hayat böyle, demirden dövülü ve
Kalıtın sahibi siperin karnından dirilecek.
Değirmen taşının arasından akacak günışığı,
Yeni günün aydınlığıdır o, insanın özü.

3
Hani kavuşturacaktın bizi keremine,
Lanetledin mi kendi kurduğun alemi, ey Kam!
Unuttun mu kendi vaatlerini, La İlah!
Bu ne tükenmez gam, bu ne bitmez intikam.
Ellerinizle yoğurduğunuz şu ortak yüzü,
Şimdi taşa ezdiriyorsunuz ve nitrogliserine.
Nerede yoksulu doyuran, nerede özgür halk?
Yeni bir iman şarttır, ille de kardeşler,
Aşağılanmış milletler, yüzde yüz patlar.
Kanayıp kaynaşan girsin öncüler safına, bugün
O nurlu insanın ortaya çıkma vaktidir.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir