ZOR GÜNLERİN ŞİİRLERİ
Doğu Yürekte*
Alacakaranlıkta düş görüyordu ev,
Düş görüyordu evin kapısı, penceresi,
Dolaplar, kitaplar, masa örtüsü…
Derin uykudaydı Melek, terlemişti sinesi.
Kuşatmıştı düş gören evi kutsal ittifak,
Karşıdan tanıktı ihanete Murat Paşa Camisi.
Sabah abdestini tazeledi çıplak minare,
Üç kez çalkaladı ağzını ikiz kubbesi.
Vatan – Millet yollarının kavuştuğu yerde,
Zorlandı ardına dek evin kapısı,
Uzandı içeri zulme satılmış tüfek,
Girdi Meleğin odasına cinnet makinesi.
Usulca uyandı Melek, doğruldu yatağında,
Kaldırdı kirpiklerini, baktı uzun uzun,
Baktı yüzü olmayanın gözlerine,
Gördü şeytanın çatallı kuyruğunu.
Telaşlandı birden tarikatın el feneri,
Pilleri CFR, ampulü hakiki Vatikan serisi,
Kitaplığı taradı yukardan aşağıya:
Kemalist Devrim -1! Kemalist Devrim -2…
Kustu anında afyonlu sözleri haçlı neferi:
Doğu nerede? Doğu nerede?
Melek sakin, kalbine götürdü elini,
Gülümsedi sonra, tanrısal bir gülüşle.
Fırladı ileri, mafyanın suikast tabancası,
Ağzına dek dolu Pentagon mermisi.
Uludu Meleğin yüzüne, kudurmuş gibi:
Doğu nerede? Doğu nerede?
Melek, bir daha göğsüne bastırdı elini,
Bir daha gösterdi Doğu’nun yerini,
Kıvılcımlandı o an yeni gün,
Serpti şehrin üstüne ilk çiçeklerini.
Atlantik ötesinden devreye girdi telsiz,
Yağdırdı şeytanın sinyallerini:
Doğu nerede? Doğu nerede?
Melek, ısrarla göğsüne bastırdı elini.
Melek, elini göğsüne bastırdığı an,
Bir çift söz kelebeği çıkıverdi ağzından.
Kelebekler uçuştu durdu odanın içinde:
Doğu yürekte! Yürekte, yürekte…
* 1000 gün önce, yurtseverlerin evlerine yapılan işbirlikçi
baskınların ardından yazılan bu şiiri, Silivri zindanında
teslim alınamayan devrimci yüreklere adıyorum.