Bismil Şehitleri Destanı
Eyy yiğitler yiğitler!
İlle ille Muhyettin.
Bir de yeğeni Ömer.
Ömer dünyaya bedel.
Ay kıyamaz bakmaya,
Yıldız Ömer’i över,
Amca yeğen yürürken,
Dağ durur boynun eğer.
Sabahın ertesinde,
Çift ceylan terkisinde,
Yıl iki bin sekizdi,
Temmuz, on yedisinde,
Yanında yoldaş eşi
Ve gelinler güneşi,
Bismil’e gider iken,
Kamberli yöresinde.
Eyy şehitler şehitler!
İlle ille Muhyettin.
Kuşluk vakti geçiyor,
Ölüm yiğit seçiyor.
Bismil’in içi dere,
Dere akar boş yere,
Oğul Ömer eğilmiş,
Şeker şerbet içiyor.
Pamuğa suyu verdik,
Çapayı tez eyledik,
Bismil ovalarında,
Cenneti yere serdik.
Perinçek ile Senem,
Köylüye kanat gerdi,
Bir istedik, bin verdi,
Hapislerde yatıyor.
Kurşun geçirmez imiş,
Zalimlerin yeleği,
Ama kurbağa gibi,
Ürkek ağa yüreği.
Bismil dokumasıdır,
Ömer’in iç gömleği,
Kalleş kurşun sıktılar,
Omuzunu tutuyor.
Ömer baktı, on alçak
Köylüye saldıracak,
Fırladı çıktı öne,
Tükürdü yüzlerine.
Akbaba döne döne,
Kalleşlik bendin aştı,
Ömer toprağa düştü,
Açılmamış kozadan,
Gözyaşları akıyor.
Diyor ki, Muhsin Vural:
Odur halkın kayası,
Muhyettin Öksün derler,
Türkiye fedaisi.
Kurşun yedi elinden,
Silahı düştü yere,
Düştü kalktı beş kere,
Din nerde, iman nere?
Bismil’e inen atlı,
Dört yanından kanatlı,
Amcası Muhyettin’dir,
Üç kere salavatlı.
Bir de yürek taşıyor,
Diyarbakır çeliği.
Ömer’im dik duruyor,
Sanki bayrak direği.
Şehitler ışık olmuş,
Pamuk Çay’da yüzüyor.
Diyor ki, Ulaş Gençer:
Ona karşı koyamaz
Cesarette, on genç er,
On beş adam, on rençber,
Bir alçaklık var bunda.
Söz söyler kurultayda,
Hem silahşor, hem hatip,
Hem ırgatta, hem bayda,
Muhyettin vurulur mu?
Bir namertlik var bunda,
Dünya durdurulur mu?
Yürek Diyarbakır’dı,
Akıllar Diyarbakır,
Yıl, iki bin yediydi,
İstasyon Meydanında,
Haziran’ın dokuzu,
Kardeşlik mitinginde,
Saat on üç otuzdu
Gök davulunu vurdu:
Aslanoğlu geliyor!
Başlar o yana döndü:
En öndeki Muhyettin,
Güneşe gülümsüyor.
Eyy yiğitler yiğitler!
İlle ille Muhyettin.
Bir de yeğeni Ömer,
Oy Ömer, yaman Ömer,
Bıçak yarada döner,
Düşman der, aman Ömer.
Toprak oldu yoluna,
Millete dirlik Ömer,
Vatana birlik Ömer!
Kanlı ağa düzeni,
Çağın yüz karasıdır,
Kaynar cadı kazanı,
İnsanlık yarasıdır.
Kuzgun üşüşmüş leşe,
Köpek kudurasıdır.
Bu millet bizim millet,
Yasa ne yasasıdır.
Ödlek kahraman olmuş,
Dünyanın modasıdır.
Evlerinin önü ağaç,
Ağaç dalında turaç,
Ah turaç, ala turaç,
Yiğitlik oldu vur kaç.
Muhyettin dikmiş ağaç,
Altında yer göstermiş,
Şimdi orda yatıyor,
Aslan, oğlun tahtını,
Sevgiyle donatıyor.
Eyy Öksün, öncü Öksün,
Toprakta derin köksün,
Akıl, anlayış eri,
Muhyisin, Muhyettin’sin,
Cana can veren sensin.
Seninle yeşerecek
Anadolu bağları,
Üsttekilerden çoktur
Altta yatan dağları.
Muyyettin Öksün der ki:
Yoksulluk engel değil
Özgürce yaşamaya,
Vardı mücadelemiz,
Yüce bir aşamaya:
Toprak davası artık
İnsanlık davamızdır.
Eyy şehitler şehitler!
İlle ille Muhyettin.
Kaç kere yemin ettin:
Dicle tersine akmaz,
Bu devren böyle gitmez,
Yıkılacak ağalık,
İçiniz rahat etsin!
* Bismil Şehitleri Destaı’nın
bir bölümünü yayınlıyoruz.