Örgütlü İyilik, Örgütlü Kötülüğü Yenecek!

Edebiyat Cephesi

Örgütlü on bin kişi, örgütsüz milyonlardan güçlüdür.
> Evet, örgütlü mazlumlar, örgütlü zalimleri geçmişleriyle birlikte yere çalıp ezecek. Örgütlü kötülüğün kaba şiddeti, örgütlü iyiliğin bilgelikle donanmış hükmüne boyun eğecek. Çünkü örgütlü iyiliğin dayandığı güçlü bir devrimci örgüt mekanizması içinde güçlü bir şiiri, edebiyatı, sanatı, çok güçlü bir direniş kültürü, devrimci bir tarihi var. Örgütlü kötülük ise bunlardan yoksundur, çünkü insan erdemlerine düşmandır. Örgütlü iyiliğin zaferini devrimci şairler, sanatçılar paylaşırken, örgütlü kötülüğün yenilgisinin utancını batıcı, mandacı, himayeci aydın zümresi yaşayacak.
> Kendini toplum çıkarı için feda etmeyi bilen bölüşmeci, paylaşımcı siyasetin kurumları, güçlü sanatçılarla bencilliğin, çıkarcılığın, kârcılığın sistemine meydan okuyarak ayakta kalırlar. Onlar ki, halkın derin kültüründen beslenmiş, ölümsüzlük mertebesine ulaşmış, ruhlarına kurşun geçmeyen dünün ve bugünün manevi dünyasının kurucularıdır.
> Bugün, Üretim Devrimini gerçekleştirmek demek, aynı zamanda devrimi üretmek, örgütlemek demektir. Devrimin üretim sürecinde özgürleşen akıl ve bilgi sahibi devrimci aydınlar, emperyalizmin yüzlerce yıllık kurbanlarını da ayağa kaldıracaklar. Emin olunuz ki, onlar, tüketimin esiri olmuş Batı milletlerini de düşürüldükleri utanç verici çukurdan kurtaracaklar. İnsana karşı üretilen, sahte algılar, duyumlar çökecek, üretilen yapay bilinç yıkılacak. Nice yüzyıl insanlığı sürükleyen zalimlik son bulacak.
> > ÜRETİM DEVRİMİ ÇİZGİSİNİ İZLEMEK
> Bu kararmış bilinç geçmişte de insanlığın en ileri buluşlarını ters yüz edip yine insanlığa karşı kullandı. Sabana takılıp uygarlığı atağa kaldıran demir, kargıya, gülleye takılıp canlar aldı. Barut bulunur bulunmaz ateşli silahlar insanı hedefe koydu. Büyük halk şairi Köroğlu, “Tüfek icat oldu mertlik bozuldu,” dedi. Dinamitin bulunuşu uygarlığa yaptığı katkının yüzlerce katı insanlığa ölüm saçtı. Mehmet Akif Birinci Dünya Savaşı yıkımına bakıp “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar,” diyerek bu çelişkiyi şiirinde dile getirdi. Atatürk, saban demirinin, kılıcın çeliğinden daha güçlü olduğunu ve nihai zaferi sabanın kazanacağın söylediği zaman, halkın örgütlenmesinde ilk doğru adım atılmış oluyordu: Üretim devrimi çizgisini izlemek.
> Canlı hücrenin keşfi, Enerjinin dönüşümü, Doğada Evrim kuramının kanıtlanması ve bunun yanı sıra teknolojideki buluşlar toplumun içindeki çatışan Örgütlü İyiliğe de, Örgütlü Kötülüğü de yeni olanaklar kazandırdı: Bilim, gözle görünmeyen atomu parçalar parçalamaz bazı bilimciler, Örgütlü Kötülüğün emrine girdi. İlk işleri gözle görünür en büyük varlık insanlığın üzerine atom bombası atmak oldu. Gelsin Hiroşima, gelsin Nagazaki ve ardından mazlumlara yaşam hakkı tanımayan radyoaktifin Asya, Afrika, Latin Amerika’daki kanlı maceraları.
> > İNSAN “İNSANLIKTAN ÇIKANI” YENECEK
> Günümüzde Örgütlü Kötülük, örgütsüz iyiliği gütmek için nükleer zekâyı Şeytanlaştırdı. Laboratuarda ürettiği silahlarla bir anda yüz binlerce masum insanı öldürdü ve nesiller boyu sakat bıraktı. Nazım Hikmet şöyle haykırdı dünyaya: “Stronsiyum 90 yağıyor ota, süte, ete, / Umuda, hürriyete / kapısını çaldığımız büyük hasrete.”
> Bilim ve teknolojinin sıçramalarından sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Evrim bilgisine sahip kötülük, canlının genlerine ve cansızın hücresine sızarak insanlığa karşı saldırılarını sürdürdü. Kapitalizmin elinde geliştikten bir süre sonra, kar hırsına esir düşen bilimin ve teknolojinin zincirleme etkisinden korkunç silahlar icat edildi. İki dünya savaşında bu silahlar kitlelere karşı kullanıldı. Bu yıkımların yakın tanığı Brecht insanları şöyle uyarıyor:
Sakın doğal bulmayın hep alışılageleni!
Çünkü artık hiçbir şeye doğal denmemeli;
Şu kanlı kargaşanın, şu düzenli geçinen düzensizliğin,
Serserice başına buyrukluğun
Ve insanla ilintisini yitirmiş insanlığın
Egemen olduğu dönemlerde kimse demesin:
Doğaldır bu olup bitenler.”
> Bilim ve teknolojinin doğal gelişmesi sonucunda elde ettiği kazanımlar, doğal olmayan yapay yollarla insanlığa karşı kullanılıyor. Bugün de gözle görünmeyen virüslerle, gözle görünen en büyük toplumsal varlık olan insanlığı tehdit ediyor. Ve bizden bunu, doğanın bir tepkisi olarak algılamamız beklenirken, belanın Allah’tan geldiği vb. görüşler öğütlenerek, Kapitalizmin insanlığa karşı yıkıcılığının üstü örtülmeye çalışılıyor. Oysa bugün bela, “ilahi” güçlerin yerine geçmiş küreselci emperyalizmin örgütlü kötülüğünden geliyor.
> > KARANLIK BİLİMCİ İLE AYDINLIK BİLİMCİNİN SAVAŞI
>Bugünün şairi, insanlığın baş düşmanı Örgütlü Kötülüğün küresel beynini iyi tanımalı. Kendini uluslar ötesi, sınıflar üstü gören ve dünya üzerinde kendini her şeye kadir sanan bu gizli ölüm komitelerini eylemlerinden, kaliamlarından tanıyor ve daha korkunç niyetlerini anlıyoruz. Şairler, sanatçılar bütün gücünü örgütlenen iyiliğe sunmalıdır, adamalıdır. Asya’nın yükselişiyle birlikte mutasyona uğrayan bu küreselci çetenin, bu şeytanın dünyayı hegemonyasını örgütlü iyiliğin enternasyonal dayanışmasıyla durduracağız.
>Kapitalist sistem durmadan değişim geçirdi ve her seferinde insan hayatı üzerindeki sömürüsünü, düşmanlığını daha da artırdı. Bugün mutasyona uğramış bir virüsle değil, mutasyona uğramış bir sistemin namussuzlarıyla karşı karşıyayız. İnsanoğlunun duyabileceği en bayağı, en iğrenç tutkular, kamu çıkarlarının önünü konan kişisel çıkarlardır. Onlar aydınlık bilim ve sanatçıların karşına dikilen, çöken bir ahlakın karanlık bilimcileri, aydınlarıdır:
Onlar çürüyenlerdir, ölüme üreyenler,
Çürürler ağır ağır, acı duymazlar.
Saldırırlar insana kalubeladan beri,
Sömürürler hayat ağacının iliğini, aymazlar.
Mecliste, mescitte, her cinste onlar.

Yemekte, Rabbin yamacına otururlar,
Halkı kırdırırken bürünürler hak suretine.
İmanları semirir yurttaş etiyle,
Aynı dili konuşurlar, eksiksizdir imlaları.
Yaktıkları ateş insan üşütür.
> > ÖYLE YA DA BÖYLE ORTAK DEVRİM ÖRGÜTLENİYOR
>Dünyanın en zalim devleti ABD dünyanın en yoksul mazlum devleti Afganistan’da yenilgiyi kabul etmek zorunda kaldı. Asker kayıpları nedeniyle kendi kamuoyunu ikna edemediği için meydandan çekildi. Çünkü karşılarında Anadolu türküsünde olduğu gibi, iyiliği, kahramanlığı örgütleyen ve “Hepimiz kırılırız da yurdumuz vermek!” diyen vatanseverler vardı.
> Gerekli olan umut birikimi kurtuluş arayan Büyük İnsanlığın genlerinde, geleneğinde yatıyor. Yeryüzünü, yaşama hakkı talep eden büyük kitlelerin örgütlü dalgalanışı kaplayacak ve dünyayı sarsan dönüşüm devam edecek: Yükselen Dünyanın kardeşlik yıldızları parlayana dek.
>Yaratmak, ortak canlarla birlikte, kamunun iradesiyle örgütlenerek yaratmaktır: Bir sevda öpüşü kadar bizim olan varlığın hasadı içindir yaratma girişimi. Türlü besinler avuçlarımızda yeşerecek ve bol vitamin ve bol protein ve hayatın bereketli mineralleri büyük insanlığın hizmetinde eşit paylaşılacak. Senlik benlik bırakılacak, ayrı gayrı kalkacak, bütün benlerle biz olacağız, hep birlikte Büyük İnsanlık olacağız biz! Bunlar fazlasıyla olacak. Örgütlü iyilik, örgütlü kötülüğü yenecek ve insanlık kurtulacak. Göreceksiniz, iyiliğin örgütçüleri hep birlikte yeni bir dünya kuracağız ve orada her insanın yaşamı bir güneş gibi iyilik yayacak.

Etiket

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir