DOĞU TABLETLERİ- Altmış Dördüncü Tablet, Ayna

DOĞU TABLETLERİ Altmış Dördüncü Tablet, Ayna Giden bizdendir, kopan fırtınanın öfkesi Bizdendir, günlerin arasından ıslıkla geçer. Önce giden temizler büyük meyhaneyi, Yırtıp atar tasdikli tutanak sayfasını zamanın. Siler masaları, kadehleri, hesabı devralır, Nutuk çekenimiz de gider, gözlerini ayırmadan. Destan anlatanımız köşesinden doğrulur, Gitti, dediğimiz demde yavaşça gelen odur. Masalar her daim doludur, ezgin hava alçalır, […]

Continue Reading

ZERRİN’LE UZUN SÖYLEŞİMİZ – XX Dünya Evinde Kırkıncı Yılımız

ZERRİN’LE UZUN SÖYLEŞİMİZ – XX   Dünya Evinde Kırkıncı Yılımız Kırk yıl önce girdik dünya evimize, aşk ile arınıp, Turnaların yolundan, bebekler gibi emekleyerek, Varlığın görev emriyle yürüdük, görünmezi görerek. Kırk kapılıydı evimiz, kimsesizler de girsin diye, Kapı komşusu olduk viranelerde dertli divanelerle. Dedim: Sorumlu tuttuk kendimizi insanlık acısından, Filistinli çocukların çığlıkları hiç dinmedi evimizde. […]

Continue Reading

DOĞU TABLETLERİ- Elli İkinci Tablet, Akın

DOĞU TABLETLERİ Elli İkinci Tablet, Akın Şahlandı günün atları, toprağın buğusu tüterken. Kayıp düştü dizlerimizin üstünden günışığı Düşer gibi yalın kılınç bozkırın tozuna. Yerin közüne düştü, omuzlarımızın üstünden gül Gibi kızıl isyan, karıştı on bin yılın tözüne. Teslim ol, diye buyruk gönderenin hükmü geçti de, Geç uyananların şaşkınlığı geçmedi mi? Soylu at koştu, topuklarından kıvılcım […]

Continue Reading

Gökdere’ye Güzelleme

ZOR GÜNLERİN ŞİİRLERİ Gökdere’ye Güzelleme Ey Ümmühan, ey ümmü, nereye? Güneş misin, yıldız mı, yoksa dolunay Eteklerin maviş maviş menekşe, Döke döke gitticeğin böyle nereye? Böyle nereye, ey Türkiye kızı, Lozan uçağında yüzün iki kat hüzünlü, Gülümsüyorsun yine de ulu gökte. Nereye gidiyorsun, böyle algın, Böyle eteklerinden şahin döke döke. Dicle Ovasında görmüşler seni, İsviçre’ye […]

Continue Reading

DOĞU TABLETLERİ- Altmış Üçüncü Tablet, Yunus

DOĞU TABLETLERİ Altmış Üçüncü Tablet, Yunus Zaman dursun, yel uyusun, dağlar taşlar dilin tutsun, Dünya sussun, yaren susuşsun, Yunus Emre’m konuşsun. Kayanın sesi, toprağın nefesi, ateşin nefsi közlendi, Bağdaş kurup oturun Türkmen kilimin gül bağlarına. Dedi ki: Yunus değil bunu diyen, kendiliğidir söyleyen. Dedi yine: Hiç kendi kendine kaynar mı kazan, hu. Susuşun ey erenler, […]

Continue Reading

DOĞU TABLETLERİ- Yetmiş Dördüncü Tablet, Şam

DOĞU TABLETLERİ Yetmiş Dördüncü Tablet, Şam Raviler rivayet ederler ki kızıl nur açardı sema. Kanatlanır akşam, tutuşur şar, yanardı şaar, Yolumuz Kabe’den birdir, El Fahyaa’yı menzil tutar. Gazza tüneline girer çıkar, Filistin hançeri bar, İç tutar Lübnan koyaklarında şakıyan taze kelam: Başını azcık dik tutarsan al alam gül bürünür. Kasiyun’dan yana çekilince gün Cebelü’ş Şarki’ye, […]

Continue Reading

DOĞU TABLETLERİ- Yetmiş Yedinci Tablet, Muazzez

DOĞU TABLETLERİ Yetmiş Yedinci Tablet, Muazzez (Yükselen Asya’nın temellerine bilgisini, göz nurunu, emeğini katan Muazzez İlmiye Çığ’a hayranlıkla.) Nerede başlamıştı büyük maceramız, ey Tanrıça Ana? Öğret bize, seni senden dinleyelim, düşlenelim. Fırfırlı eteklerini döndürerek yürürken okul yolunda, Uruklu küçük çocuk söküverdi ak alnında yazını. Mabedin önünde, omzuna dokundu Sumerli şallı kadın, Çiçekli ağzını açıp dedi: […]

Continue Reading

DOĞU TABLETLERİ- Yüz Sekizinci Tablet, Zeytin

DOĞU TABLETLERİ Yüz Sekizinci Tablet, Zeytin İnanmazsan zeytine sor, o bilendir, oddur o. Yukarı ağar yağı, toktur o, insan aynına çıkar. Uzanır bir kol, yoklar kayayı, gömülen kökü, Işık içinde kor evi, tatlı günün göğü özüne akar. İnanmazsan zeytine sor, o bilir, bilgedir o. Bildirir taştaki yükünü, cemi cümlemize, o zeyddir. İstersen gel kalbine kurul, […]

Continue Reading

DOĞU TABLETLERİ- Doğu Tabletleri, Ey Ana

DOĞU TABLETLERİ Doğu Tabletleri, Ey Ana Ya Ümmü! Beni duy! Ey ana! Sesimi duy! Sokağın komutan çocukları, ateş altındayız. Öyle tatlı, öyle hoş bir direnme anındayız, burada. Ey ana, helal et! Sütünü helal et esmer oğluna. “Yaramaz! Ah yaramaz!” derdin ya bana, işte bak, Buradayım. Köşklerin Anası’nda ateş altında. Ey ana! Yaramazınla övün, şu arsız […]

Continue Reading

DOĞU TABLETLERİ- Kırk Sekizinci Tablet, Son Ayet

DOĞU TABLETLERİ Kırk Sekizinci Tablet, Son Ayet Ey şair, de ki: Gerçek, sahipsiz değildir. Orman gibi ayakta duran ortaya çıktığı zaman, Yaraları açık mezar gibi halk, kalkıp söz alır: Kapalı antlaşmanın duvarı yıkılacak! Yıkar. Kırbaçlananı dinleyin, erdemin düğüm attığı yerde, Bostan sapı misali kuruyup duracak, kimdir? Bu şiddet, halkın hak duruşuna yasa olabilir mi? Ant […]

Continue Reading