DOĞU TABLETLERİ- Otuz Beşinci Tablet, Kurt

DOĞU TABLETLERİ Otuz Beşinci Tablet- Kurt Bozkırın aklı biz, kalbi biziz! Biz kurduz! İleri atıldık günbatımına dek ve kurduk Roma’yı. Geri çekildik, Çin Seddi’ne kadar, omuzlayıp kırdık kapıyı. Biz biliriz Asya’yı, Ön Asya’yı; dost kimdir ya düşman kim! Pençelerimizden boynumuza aşar dokuz iklim, İnci gibi yağardı kirpiklerimize kar: Biz, hep bizdik. Ama, biz değildik uluyan. […]

Continue Reading

DOĞU TABLETLERİ- Otuz Birinci Tablet, Hutbe

DOĞU TABLETLERİ Otuz Birinci Tablet, Hutbe 1 Gözlerimizle gördük o kanlı bezirgânı, Torbasında götürdüğü geleceğin dünyasıdır. İnsan eti yiyip, elhamdülillah diyen kökü harap, Afiyet olsun diye inleyen eti yenilenler, Dolanacak dili diline, yan basıp sapkın gidenin. Evlerimizi çukura çeviren, şimdi nerede? Kalmayacak yanına kendisi Musa olsa, İsa ya Rabbi, Ya insan, ya hayvan, cin olsa, […]

Continue Reading

DOĞU TABLETLERİ- Ellinci Tablet, Ergenekon

DOĞU TABLETLERİ Ellinci Tablet, Ergenekon Yerleşmiş göğün çadırına, güneş ile kutlu ayça, Seyrediyorlar ulu konağı gece boyunca: Kadın, bebeğini emziriyor, uzanmış döşeğe, Koca dalgın, eşeliyor ocakta yanan ateşi. Sayıklıyor: Buraya konduk, burada ergenleştik, Burada sıvadı bedenlerimizi demir dağlar, Tırnaklarımız burada çıktı, süt dişlerimiz de, Tarihin rahmine buradan aktık, döl verdik geleceğe. Geniş Asyalarda dar günlerimiz […]

Continue Reading

DOĞU TABLETLERİ- On Beşinci Tablet, Talât

DOĞU TABLETLERİ On Beşinci Tablet, Talât Talât Bey, ne düşünüyorsunuz böyle hüzünle, Biraz dalgın, başınızı hafifçe geriye atmış. Üç yüz yıl kan kaybeden bedenden doğduk biz, Ağır rahmin cansız ceninler sunduğu zamanda. Koyu bir kanda yattık meydanda, sokakta, üniforma yok, Yüzümüz ak, ruhumuz gergin ve kalbimiz yüklü, Kalbimiz nar şurubuydu Manastır’da ve bütün Van’da. Talât […]

Continue Reading

DOĞU TABLETLERİ- Kırk Üçüncü Tablet, At

DOĞU TABLETLERİ Kırk Üçüncü Tablet, At Kayıyor altımızdan ulu çayır, basıyor üstten gökbayır, Her dalış ecelinedir, yakınımızdadır her varış. Uzattık boynumuzu Asya kepenginden dışarı: Bir kişneme boyunda geçtik Siriderya’yı ve kardeş Hazar’ı. Aktık dağların yarıklarından kıvrılarak, Koşumlarımız sıkı ve dişlerimizin arasında sadakat, Bir saatte iki kez patlıyordu ardımızda güneş, Altımızda ters akıyordu gümüş ırmaklar, dörtnala. […]

Continue Reading

Balaban Usta’ya 90. Yıl Yazıtı

ZOR GÜNLERİN ŞİİRLERİ Balaban Usta’ya 90. Yıl Yazıtı Ol dedi İbrahim, aslı Balaban. Yarım kulaç bezin üstünde başladı zaman, Türlü canla doldu boş mekan… Ol dedi! Işığın belinden doğruldu insan; Göğe yapışmış, demire yapışmış ve bin belaya. Ol dedi İbrahim, nesli Balaban. Bir avuç toprağın göbek bağında döndü saban. Mermer baş güldü, kilimde üveyik yürüdü, […]

Continue Reading

Fazıl Say Doğaçlaması

ZOR GÜNLERİN ŞİİRLERİ Fazıl Say Doğaçlaması* Yerden yağan kudreti, aştı gitti aşk eri, Yukarıca savruldu, dokuz derviş yelesi. Acun yeli diyorum, bilmiyorum, yürek biliyor, Fazıl çalıyor, tanyerinde, saat kaç, yüzyıl hangisi? Dalgalar devrişiyor, karanlığın karnı aç; daha ileri! Köpükler yarışıyor, açıklığa, daha aydınlığa… Şimşekler vuruştu, bilmiyorum, Itri biliyor, Gökler gerneşiyor, fırtına kuşu kolda, vahşi pençesi. […]

Continue Reading

DOĞU TABLETLERİ- Otuz Dördüncü Tablet, Oğul

DOĞU TABLETLERİ Otuz Dördüncü Tablet, Oğul* Kapanınca gök Şatilla’da, kalbim gül açar, Öldüremezsin beni, çünkü kalbim gül açıyor. En küçük dileğim parçalar senin Amerikan betonunu, Sen anlayamazsın bunu, çünkü soysuzsun. Şu anda, kokulu hurmalar arasında yürüyorum, Sen göremezsin beni: Çünkü soysuzlar kör olur. Cenaze namazını kıldık bugün babamın ve andiçtim, Sen duyamazsın sesimi, soysuzlar sağır […]

Continue Reading

ZOR GÜNLERİN ŞİİRLERİ- Ömer’e Annesinin Ağıtı

ZOR GÜNLERİN ŞİİRLERİ Ömer’e Annesinin Ağıtı* O kızıl lekeleri kiraz dalında görmüştüm ilk, ey kızlar. Ben Faik’i karayemişin altında gördüğümde, Hashatun anne, pencereden bakıp bakıp gülmüştü. Eteklerim çiçekli basma, döne döne uçardım çimende, İki defne dalı, iki üzüm asması birbirimizi sardık, Kanat açıp kıble yelinde, pervane olan ufak kuş bendim. Şimdi bana söyleyin, ey akıllı […]

Continue Reading

Ali Tatar Koçaklaması

ZOR GÜNLERİN ŞİİRLERİ Ali Tatar Koçaklaması Allı turnam sökün gelir, Yeşil başlı ördek yekün gelir, Alıcı kuşlardan doğan gelir, şahan gelir, Fırtına albatrosları anda gelir… Alim Alim der dönerler, yer gök dönüşür. Bölük bölük koçak gelir, serdar gelir, Önden fırlayana meydan dar gelir, Köprüye çıkmış da Barbaros taktik verir, Arkadan Kılıç yetişir, Uluç yetişir… Yata […]

Continue Reading