68. Tablet, Kanlı Kan

DOĞU TABLETLERİ 68. Tablet, Kanlı Kan Kalksın biliciler, bilimciler, direniş bilginleri, Ayaklansın kahramanlar, günün öncüleri: Boğuyorlar insanlığı, insanın kendi kanında. Ezeli düşman gıcırdatıyor azı dişlerini, Küresel canavarın ağzında mazlumların canı. Nerede kaldınız, nerede ulusların ataları? Yiğit anaları, ey aslan ceylan doğuran kadınlar, Parçalıyorlar insanoğlunun rahmetini. Kalkışsın ozanlar, fizikçiler, onurlu her kimse, Çıksın ortaya ağaç seven, […]

Continue Reading

DOĞU TABLETLERİ- Yetmiş Altıncı Tablet, Hendek

DOĞU TABLETLERİ Yetmiş Altıncı Tablet, Hendek Kalbini kin efsunuyla mühürleyen münevver, Nasıl harcadınız mazlum bir halkın söz hakkını? İşitme hakkı da, görme hakkı da gasp edildi, Ey zalim kemerine süs olan mücevher. Kara kan topladı hendek, tarihe ters bir akışla, Milletine kast eden kendi kendini gasp etti. Hasım emriyle çıkış yolunu kesen dinlesin sözümü, Şeytan […]

Continue Reading

ZOR GÜNLERİN ŞİİRLERİ- Savaş Düzenine Giriyoruz

ZOR GÜNLERİN ŞİİRLERİ Savaş Düzenine Giriyoruz Sancaktar vuruldu. Toplansın kamutay, Pusatlansın fedailer alay alay. At binsin süvari, mevzilensin batarya. Hazırlansın dövüşken genler, Savaş düzenine giriyoruz, akın vaktidir. Sarsılıyor ülke. Kalksın er olan erler, Haykırsın ağzı olan, soluklanan her kimse. Mendirek çöktü, kabarsın cevher. Yıkıldı namus direği, kalkışıyoruz, Savaş düzenine giriyoruz, şahadet vaktidir. Titriyor güngörmüş bozkır, […]

Continue Reading

ZOR GÜNLERİN ŞİİRLERİ- Vardiya Bizde

ZOR GÜNLERİN ŞİİRLERİ Vardiya Bizde İşbaşı yaptık bugün, vardiya bizde. Toplandık Türkiye güvertesinde, Zor günlerin kadınlarıyız biz. Saçlarımız çift bağlı gemici düğümüyle, Yüreğimiz, verdiğimiz tek sözle. Yerin, göğün ve engin denizin aşkıyla, Sarı Efe’nin başı dik kızlarıyız, Geçit vermeyeceğiz hayasız akına. Saçlarımız çift bağlı gemici düğümüyle, Yüreğimiz, verdiğimiz tek sözle. Özgürlüğe nişanlı Amazonlarız, Sol göğsümüz […]

Continue Reading

ZOR GÜNLERİN ŞİİRLERİ- Düşmanla İşbirliği Yapanlara Dair

ZOR GÜNLERİN ŞİİRLERİ Düşmanla İşbirliği Yapanlara Dair Onlar namussuzlardır, onlar Namları namsız, usları ussuzlar, Hakları haksız, hukukları hukuksuzlardır. Soyları soysuz, arları arsızlar, Onlar, namussuzlardır. Vesikalı yarim, namusludur. Onlar ahlaksızlardır, onlar Mescit oyanlar, mümin soyanlar, Kıbleleri kıblesiz, Kabeleri Kabesizlerdir. Kanunları kanunsuz, yeminleri yeminsizler, Onlar, ahlaksızlardır. Panayır soytarısı, ahlaklıdır. Onlar vatansızlardır, onlar İmanları imansız, namazları namazsızlar, Kanları […]

Continue Reading

ZOR GÜNLERİN ŞİİRLERİ- İnsanlık Anıtı’nın Çığlığı

ZOR GÜNLERİN ŞİİRLERİ   İnsanlık Anıtı’nın Çığlığı Yetişin! Adam asıyorlar, insan kesiyorlar. Beni değil, ben cansız bir anıtım. Kayadan, tunçtan yaratmış beni ustam, Yine de bakın kan nasıl akıyor paçalarımdan. Koşun! Boğazlıyorlar emzikli bebekleri, Yanağı çilli çocukları dilimliyorlar. Çocuk, yeryüzünün masum çocukluğu, Bebek, bizim bebekliğimiz değil mi? Havariler Duvarı’nın taşlarına sorun,* Elmas satır, lime lime […]

Continue Reading

Bizim Hikmetimiz Var

İSYAN MAKAMI Bizim Hikmetimiz Var Dalıp gider akışına, kendisi suyuna ark, Sağıyor ak ununu, o yar kenarında. Dönen taş odur, öğütülen buğday da. Zekâsını elleri gibi kullanan demirci. Orada bir ocakta çalışıyor, durmadan: Örs çekiç odur, arada dövülen cevher de. İşin sessizliği, ekinin vadedişi gibi. İşin sesi, şarkısı esenin, akanın, çırpınanın. Güneşini kapat, kendine güneş […]

Continue Reading

Saim Bugay’la Sonsuz Söyleşi

ZOR GÜNLERİN ŞİİRLERİ Saim Bugay’la Sonsuz Söyleşi Dedim: Saim Ağabey nereye böyle? Dedi: Bir yere gittiğim yok, çamur yoğuruyorum. Dedim: Saim Ağabey, sen, bizi bırakıyorsun. Dedi: Görmüyor musun Haydar, rüzgar yoğuruyorum. Dedim: Ağabey, belki de biz seni çok üzdük, Dedi: Dur şimdi, gürgenleri, meşeleri yoğuruyorum. Dedim: Ey “gökten gelen gururlu adam!” Dedi: Boş ver şimdi, […]

Continue Reading

DOĞU TABLETLERİ- Kırk Yedinci Tablet, Bedir

DOĞU TABLETLERİ Kırk Yedinci Tablet, Bedir Er meydanına girince, dar vadiler geride kaldı. Zülhuleyfe’de, güneşin ehram giydiği gün nerede? Omuzlanan bitişik bahçeler karşılamıştı bizi, Şimdi, isyanın ateşli dalgaları, kuzeye doğru kaydı. Kaleler neyi korur, kimin mülkü kimin elinde? Gün, meleğin indiği bağda zalim adına kargılandı, Öncü huzurlu uyur, huzursuz ölen darda kaldı. Bir de aynı […]

Continue Reading

DOĞU TABLETLERİ- Elli Üçüncü Tablet, Dil Ata

DOĞU TABLETLERİ Elli Üçüncü Tablet, Dil Ata Bilge eğilmiş üstüne büyük Asya’nın, Yıllardır, kaldırmamış sanki başını. Kucağına almış gölleri, ırmakları, dağları. Gözetliyor Bağdat’ın bilgi kulesinden, Çalkalanan bozkırda insan alaylarını. Vardım eşiğine yüzümü sürdüm, Dedim, Dil Ata, kapına geldim, yana yana, Bir andaç ver, anasütü olsun ağzıma. Dedi: Nasıl akarsa kendi karızında su, Çağladım ben de […]

Continue Reading